
“İşte bilgelik. Bırak anlayanlar canavarın sayısını hesaplasınlar: İnsan için sayısı; onun sayısı altıyüz, üç yirmi ve altıdır. (13:18)”
Birçok kimse "canavar"ı Hıristiyan karşıtı kişi olarak düşünür ve 666'nın da Şeytan'ın sayısı olduğunu kabul eder. Ama Book of Revelation daha birçok gizemli sayıyla doludur. Örneğin; New Jerusalem'in ölçülerinden şöyle bahseder:
“Ve o benimle konuşanın elinde şehri ölçmek için altın bir asa vardı ve oradaki kapıları, buradaki duvarları. Şehir dörtköşedir ve eni boyu kadardır; ve şehri asasıyla ölçtüğünde onikibin furlong olduğunu buldu. Eni ve boyu ve yüksekliği eşitti. (21:15-16)”
Onikibin furlong boyutlarında bir şehrin inanılmaz derecede devasa bir yer olması gerekir, çünkü bu durumda göğe yükselen kısmı yaklaşık 2,400 km. olacaktır; bu da oldukça bilim-kurgusal bir yaklaşım olur. St. John, gezegenimizin olası teknolojik geleceğine bir bakış atmış olabilir ama bu sözlerin gerçek anlamdan çok mecazi olması daha muhtemeldir. İncil'de sık sık karşılaşılan sayı sembolizmi, Musevi inancında çok önemlidir. Gerçekten, benim de keşfettiğim gibi, 666 sayısından sadece Book of Revelation'da değil, Book of Kings (Kralların Kitabı)'de de bahsedilmektedir:
“Solomon'a (Kral Süleyman) her yıl gelen altın, altıyüz, üç yirmi ve altı talentdi.”
Solomon adı İbranice barış anlamına gelen shaloın kelimesinden türemiştir ama Kral James versiyonunda simya terimleriyle sol (Güneş) ve omon (Ay) olarak karşılık bulmaktadır.
Orta Çağ'da ortaya çıktığı haliyle simyanın kökleri, antik Mısır'ın izoterik bilgilerinden kaynaklanmakta olan keşiş bilimidir. Mısırlılar için bu bilimin adı Kemet idi ve günümüzde bundan kimya (chemistry) ve simya (alchemy) sözcükleri türemiştir. Kabala'da görülen izoterik Musevi geleneğinde de bazı simya kavramlarının Mısır inançlarından kaynaklandığı belirtilmektedir.
Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam dinlerinde, güçlü inanç taşıyan ve kendini adamış olan kişiler tarafından sır olarak tutulan bazı kavramlar olduğu bilinmektedir. Bu gizli sistemler, felsefik kavramları ifade etmek için genellikle sayılar kullanılır. Yine bu da antik Mısır'dan kaynaklanan bir fikirdir.
A.T. Mann, bu sistemin nasıl işlediğini Sacred Architectııre (Kutsal Mimari) adlı kitabında şöyle açıklamaktadır:
“Sembolik matematik antik gizem okullarının temeliydi ve insanların inançlarını, yaşamlarını düzenleyen prensipleri belirlerdi. Her tanrının doğası ve sembolik gezegeni sayıyla temsil edilirken, geometri biliminde her harfin sayısal bir karşılığı vardı. Sistem ibrani ve Yunan alfabelerinde benimsenmişti...”
“Geometri kullanırken, tapınakların ve anıtların boyutlar, şiirlerin ölçüleri, müzikal yazımlar ve diğer konular tanrılarla ve güçleriyle ilgili olmalıydı. Herhangi bir kelimenin veya adın şifresini çözerek daha derin, sembolik niteliklerini anlamak mümkündür. Eflatuncular, Hermesçiler, Resicrucian'lar, Hıristiyan Gnostikleri, simyacılar, masonlar, tapınak şövalyeleri ve diğer birçokları bu gizli kutsal dili kullanmışlardır.”
Simyada, Ay ve Güneş sürekli bir uyum içinde olan dişi ve erkek elementler olarak ele alınır. Thomas Vaughan, 1650'lerde yazdığı yazılarda şöyle anlatmaktadır:
“Güneş ve Ay, biri aktif, diğeri pasif, bu Erkek, o Dişi olan iki Büyüsel Prensip'dir. Onlar hareket ettikçe. Yozlaşma ve Kuşak da hareket eder: Eşit olarak çözülür ve birleşirler.”
Simyada altın, saflaşmış ruhu simgeler ve geleneksel olarak Güneş'le bağlantılıdır. Güneş'in bir dönümü ise bir yıl demektir. Bu yüzden İncil'de 666 sayısıyla Güneş arasında bir bağlantı bulunduğuna dair Kings kitabından bir alıntı vardır.
Ayrıca, 666 sayısından Ezra'da da bahsedilmektedir ve Babil'den Judah'a dönen insanları simgelemektedir:
Adonikam'ın çocukları altıyüz, altmış ve altı tanedir. (2:3)
Adonikam kelimesinin anlamı şudur: "Tanrı'nın övgüsüne layık."
666 sayısının İncil'deki anlamlarının yüzeysel olarak kastedilenlerden başka bir anlamı olmaması da mümkündür. Ancak St. John, 666 sayısını sayı sembolizmini alegorik olarak kullanan Musevi mistisizmine bağlamaktadır. Muhtemelen aynı geleneği izleyen kişilere yönelik bazı mesajlar vermeye çalışıyordu ama günümüzde artık bu mesajlar belirsizdir.
Yine bir tesadüf olarak, eski Roma rakamları da büyükten küçüğe dizildiklerinde toplamı 666 sayısını vermektedir:
D = 500
C= 100
L= 50
X= 10
V= 5
1= 1
666
Bu yüzden canavarın sayısı olarak kabul edilen 666'nın Hz.İsa'nın çarmıha gerilmesini sağlayan Roma otoritelerini temsil ediyor olma olasılığı da yüksektir.
Hıristiyanlık dininin İngiltere Adaları'nda yayılmaya başladığı yıllarda 666 sayısı M.S. 946 yılında St. Dunstan tarafından yaptırılan ünlü Glastonbury Manastırı'nda da yer almaktadır. Bu, ilk olarak Bligh Bond'un 1920'deki araştırmasında ortaya çıkmıştır.
Manastırın bir kenarı 74 fit olan dokuza dört karelerden oluşan bir dikdörtgen alan üzerine kurulu olduğunu görmüştür. 74 fit, 888 inch demektir. Yer planı ise 666 fit x 296 fit boyutlarındadır. Manastırın mimarlarının bu sayıyı tasarımlarında yer verecek kadar önemli gördükleri ve St. John'ın "canavar" atıfını dikkate almadıkları bellidir
Yuhannanın vahyi , çeşitli Hıristiyan kiliselerine mesaj veren açılışla başlar ; Daniel’de çok önceden haber verdiği (Enoch’un kitabında’da sözü edilen) günlerin sonu ayrıntılı olarak anlatılır.
2 O anda Ruh'un etkisinde kalarak gökte bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.
3 Tahtta oturanın, yeşim ve kırmızı akik taşına benzer bir görünüşü vardı. Zümrüdü andıran bir gökkuşağı tahtı çevreliyordu.
4 Tahtın çevresinde yirmi dört ayrı taht vardı. Bu tahtlara başlarında altın taçlar olan, beyaz giysilere bürünmüş yirmi dört ihtiyar oturmuştu.
5 Tahttan şimşekler çakıyor, uğultular, gök gürlemeleri işitiliyordu. Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Tanrı'nın yedi ruhudur. (Vahiy 4 :2-5)
Günlerin sonu yaklaşmıştır artık ama öncesinde bir dizi felaket ve kıyım yaşanacaktır. İna- nanlar ve bağlı olanlar, bütün bu zorlu süreçten kazançlı çıkarken , inanmayanlar acılardan acı beyeneceklerdir.
1 Tahtta oturanın sağ elinde iki yanı da yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir tomar gördüm.
2 Yüksek sesle, "Tomarı açmaya, mühürlerini çözmeye kim layıktır?" diye seslenen güçlü bir melek de gördüm.
3 Ama ne gökte, ne yeryüzünde, ne de yer altında tomarı açıp içine bakabilecek kimse yoktu.
4 Acı acı ağlamaya başladım. Çünkü tomarı açıp içine bakmaya layık kimse bulunamadı.
5 Bunun üzerine ihtiyarlardan biri bana, "Ağlama!" dedi. "İşte, Yahuda oymağından gelen Aslan, Davut'un Kökü galip geldi. Tomarı ve yedi mührünü O açacak." (Vahiy 5 :1-5)
Metinde 7 rakamı çok yoğun bir simgesellik içinde kullanılır.Kimi zaman tanrının 7 ruhu, kimi zaman meleklerin çaldığı 7 boru, kimi zamanda 7 mühür.Yahudi peygamberlerinden biri olan Daniel , Yusuf gibi bir vizyona sahiptir ve babil sürgünü sırasında tanrının meleğinden bu büyük günün ne zaman geleceği cevabını alamaz.
8 Adamın söylediklerini duydumsa da anlamadım. Bunun için, Ey efendim, bunların sonu ne olacak? diye sordum.
9 Şöyle yanıtladı: Sen git, Daniel. Bu sözler son gelinceye dek saklanıp mühürlenecek. (Daniel 12 : 8-9)
Danielin eski ahite giren bu vizyonu ondan 500 yıl sonra Romalılar tarafından yeni ahite alınır.Yuhanna kitabın sonuna oldukça heyecan verici bir biçimde eklenerek son bulur.Daniel zamanında mühürlenen kitap yavaş yavaş açılır.
1 Sonra Kuzu'nun yedi mühürden birini açtığını gördüm. O anda dört yaratıktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, "Gel!" dediğini işittim.
2 Bakınca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayı vardı. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çıktı. (Vahiy 6 : 1-2)
Tanrının yedi ruhu ile gökteki tahtın üzerinde beliren boğazlanmış kuzu İsanın ta kendisi-dir.Mührün açılmasıyla yeryüzü ve göklerde olagan üstü olaylar başlar.
İkinci Mühürde , bu kez kızıl ata binmiş savaşcıya dünya üzerindeki barışı kaldırma yetki si verilir.Üçüncü mühür açıldığında , kıtlığı simgeleyen biri siyah bir ata binerek dünyaya doğ ru yola çıktığı görünür.Dördüncü Mühür ,soluk renkli ata binen biri, ölümü temsil etmektedir ve salgın hastalıklar ile yırtıcı hayvanların saldırılarıyla dünyadaki insanlara felaket getirmek üzere yeryüzüne doğru iner.Beşinci mühür açıldığında ,başlangıçtan beri dünyada yaşamış ve tanrıya inandığı için öldürülmüş olanların hepsi dirilir.Altıncı mühürün açılmasıyla , yeryüzün de taş taş üstünde kalmayacak depremler olur.
Yuhanna vahyi dehşet verici bir korku filmi gibidir.Manşerin 4 atlısı dünyaya hertürlü fela keti getirecektir.Bütün bunlar daha önce mühürlenmiş olan kitapta yazılmıştır.
Hıristiyan düşüncesi , zamanında yapılmış kehanetlerin gerçekleşmesine bağlıdır. Yaşana cağı söylenen olaylar yaşanmadan asla Tanrının krallığı başlamaz.Kuzu nihayet 7. mühürü açar ve gökte bir sessizlik oluşur.Ardından yeni bir yedili set çıkar.Yaşatılan felaketler yetmez miş gibi bu kez yedi melek sırayla yedi boru üfleyecektir.Her boru çalınışında mühür açıldı ğında olanlardan daha şiddetli daha korkunç felaketler olacaktır.
Beşinci boru sesinden sonra gökten yere düşen bir yıldıza ,dipsiz derinliklere inen kuyunun anahtarı verilir.Bu kuyu açıldığında heryeri duman kaplar ve hava kararır.Ardından dünya üzerine çekirgeler yağar.Ancak bunlar farklı tip çekirgelerdir.tanrının mührü olmayan insana zarar verecekler ve onlara acı çektireceklerdir.Bu iş için 5 ay süreleri vardır.
Altıncı boru , üflenince başka bir felaket başlar , Fırat nehri yanında bağlı duran dört melek çözülür ve bunlar o gün yanlarında iki yüz milyon atlıyla dünya üzerindeki insanların üçte birini yok edeceklerdir.Yedinci melek yedinci boruyu çaldığında göklerde tanrının tapınağı kutsal ahit sandığı ile belirir , gök gürültüleri duyulur ve dünyaya şiddetli bir dolu yağmaya başlar.Yeni depremler yeri sarsar.
Henüz bitmedi !
Bu kez gökyüzünde ayağının altında ay , başının üzerinde on iki yıldız olan bir kadın belirir.Doğum yapmak üzeredir.Tam o sırada yedi başlı ve ve on boynuzlu ejderha belirirverir.Bütün amacı kadın doğum yaptıktan sonra çocuğu yutmaktır.Neyseki melekler doğumdan hemen sonra erkek çocuğu hemen alırlar , kadında saklanmak üzere çöle götürülür.
Tabiki bu kadın Meryem ve oğlu İsa’dır.Ejderha ise Şeytan.Bebek tanrı tahtında oturan boğazlanmış kuzunun yerini yeniden doğan isa olarak almıştır artık.Böylece çarmıha gerilmiş isa göklerde canlanır.
Ardından mikail ve emrindeki melekler ejderha ile savaşa girişir.Bu göksel savaş Enume Elişte olduğu gibidir.Yenilip yeryüzüne düşen ejderha, çocuğu doğuran kadını aramaya başlar fakat başarılı olamaz.
Ardından Yuhannanın Vahyinin en gizemli bölümü başlar ; Bölüm 13
1 Denizin kıyısında dikilip durdu. Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı.
2 Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi.
3 Canavarın başlarından biri ölümcül bir yara almışa benziyordu. Ne var ki, bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın ardından gitti.
4 İnsanlar canavara yetki veren ejderhaya taptılar. "Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir?" diyerek canavara da taptılar. (Vahiy 13 : 1-4)
İşler bu noktada karışır.Ejderhanın şeytan olduğunu biliyoruz.Ancak mikail ve meleklerine yenilen ve yeryüzüne düşen şeytanın kendi gücü ve taht yetkisini verdiği denizden çıkan bu canavar kimdir ? Başında niye sonradan iyileşmiş yara var. ?
Vahiy tüm hızıyla sürer.
15 Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabi
17 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin.lsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. (Vahiy 13 : 15-17)
Canavarın adı sayıyla anılmaya başlar.
18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır. (Vahiy 13:18)
İşte binlerce yıldır insanı gizeme sürükleyen rakam 666.Hıristiyan dünyasındaki şeytanın rakamı olarak bilinir fakat bu yanılgıdır.Bu Canavarın rakamıdır.Bu Mesih karşıtıdır.Benzem kavram islamiyette Mehdi gelmeden önce insanı kandıran Deccal olarak karşımıza çıkar.
Yuhannanın vahyi bir çok yöneden Ahura Mazdaya benzer.; Ahura mazda ile Ahriman arasındaki savaş.Zerdüş dinindende iyilik ve kötülük arasındaki savaş kolajlanmıştır.
İncildeki Mesih düşmanı Deccal (666) , sonunda savaşı yitireceğini anlayarak savaşı bitireceği vurgulanır.O andan itibaren huzur ve altın çağ başlar.Fakat bu 13. bölümdeki bilmeceyi çözmeye yetmez.
Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren sayı gizemcileri bu sayıyı araştırmışlardır.Arap dün yasına ebced hesabı olarak girmiştir.
Alfabenin ilk oluşmaya başladığı dönemde simgelerin sadece harfler için yaratılması bir dizi hesaplamalarda kolaylık sağlamıştır.Kumran belgelerinde , İbrani harflerinin sayılama sistemi olarak kullanılmasının ilk örneklerine başlanır.Süreç içinde Hıristiyan dünyası yuhannanın yahyini bahane ederek sürekli düşman oluşturur.
Fakat gerçek 666 ne olduğu ise sürekli saklanır.İncildeki 666 korkmaya gerek yoktur.Asıl korkulması gereken gerçeğidir ki oda budur.
kısaca 666 , yahudilerin babil sürgünü sırasında sayı sistemi olmaması nedeniylew simgesel sayı sitemini yanlış yorumlamalarıdır.yani 666 sayısının gerçeği 3661 yani marduk yörünge geçiş zamanıdır.
poppy de monster enerji içeceğini kullanarak 666 sayısını bilinçaltımıza mesaj gönderdi.
YanıtlaSilÖZENSOY EVDEN EVE NAKLİYAT
YanıtlaSilFİRMAMIZ EVDEN EVE NAKLİYAT HİZMETLERİNDEN SİZ DEĞERLİ MÜŞTERİLERİMİZE ÇOK YAKIN LOKASYONLAR DA HİZMET VERMEKTEYİZ , YILARDIR KOCAELİ BÖLGESİNDE HİZMET VEREN ŞİRKETİMİZ KOCAELİ’NİN TÜM İL VE İLÇELERİNE NAKLİYE HİZMETLERİNİ TÜM HIZLA VE KALİTESİ İLE HİZMET VERMEKTEDİR , PIROFESYONEL BİR NAKLİYE HİZMETİ VEREN ŞİRKETİMİZ EV TAŞIMACILIK HİZMETLERİNDE SİZLERİN İSTEDİĞİNİZ TAŞIMA ŞEKLİ VE BİÇİMİ İLE HAREKET EDEREK EVİNİZİN EŞYALARIN YENİ ADRESİNİZE TAŞIMAKTAYIZ
İLETİŞİM +90 (538) 263 6436
0537 047 6519