Büyük ve Küçük Şirk Nedir (Şirk-i hafî Nedir)
Büyük ve Küçük Şirk; Açık Şirk ve Gizli Şirk
Şirki İslâm âlimleri şu şekilde de ayırmışlardır. a- Büyük Şirk: Allah’ın ortağı olduğunu iddia etmektir ki bu, en büyük inkâr ve küfürdür.
b-Küçük Şirk: Bazı amelleri yaparken Allah’ın dışında başkalarının da rızâsını hesaba katmaktır. Böyle bir tavır riyâ ve amelî münâfıklıktır. Şirkle ilgili yukarıdaki tasniflerin yanında, şirk; açık şirk ve gizli şirk olmak üzere de ikiye ayrılmıştır.
Açık şirk: Allah’ın zatında, sıfatlarında ve isimlerinde ortak tanımaktır. Bu şirkin tesbiti kolaydır. Fakat gizli şirk öyle değildir.
Gizli şirk: Allah’ın tasarruflarına (isteklerine) kafa tutmak ve Allah’tan beklenmesi gerekeni başkasından beklemektir.
Bu şirkin farkına varmak zordur, kişi çoğu zaman bu şirke düştüğünün farkına bile varmayabilir. Maalesef, günümüzde dinini tam olarak bilmeyen bazı müslümanlar gizli şirke bulaşmaktadırlar.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) bu hususta müslümanları uyarmaktadır. Riyâ, gizli şirklerin başında gelir. Meselâ, bir insan Allah'a ibâdet ederken insanların gözüne girmeyi, onların yardımlarından faydalanmayı amaç edinirse, şirk koşmuş olur. Buna gizli şirk denir. Çağımızda bir hastalık derecesine varan, aşırı mal-mülk sevgisi, aşırı para ve servet hırsı, aşırı şöhret sevdası gibi kötü duygular da gizli şirk sayılmışlardır. Bunlar için delicesine çalışılırsa, bu çok tehlikelidir. Farkına varmadan insanı şirke götürebilir. Çünkü İslâm’da ibâdet, sadece Allah’ın rızâsı için yapılır; hayatın amacı sadece Allah olmalıdır.
“Onların çoğu Allah’a, şirk koşmadan iman etmezler”[1]
Allah Rasûlü (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurdu: “Sizin hakkınızda en çok korktuğum küçük şirktir.” ‘Küçük şirk nedir ey Allah’ın elçisi?’ diye sordular. “Riyâdır. Allah Teâlâ, kıyâmet günü insanların amellerinin karşılıklarını verdiği zaman: ‘Dünyada kendilerine riyâ/gösteriş yapmakta olduklarınıza gidin. Bakın bakalım, onların yanında bir karşılık bulacak mısınız?’ buyurur.”[2]
Rasûlullah (s.a.s.) hutbede şöyle buyurdu: “Ey insanlar, bu şirkten sakınınız. Muhakkak ki o, karıncanın kımıldamasından daha gizlidir.” İçlerinden birisi: “Ey Allah’ın Rasûlü, karıncanın kımıldamasından daha gizli olduğu halde böyle bir şirkten nasıl sakınabiliriz?” “Ey Allah’ım, bile bile sana herhangi bir şeyle şirk koşmaktan yine Sana sığınırız. Bilmediğimiz şeylerden de Senden mağfiret dileriz’ deyin”[3] buyurdu.
Allah’ın halîli (dostu) İbrâhim (a.s.) ne güzel duâ etmiş: “Allah’ım, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut. Yâ Rabbi, şüphesiz ki bu putlar, birçok insanı saptırdı.”[4]
Âyette belirtildiği üzere, İbrâhim (a.s.) bile, kendinin ve neslinin putlardan uzak kalması için Allah’a duâ etmiştir.
Allah’a kulluğun gereği, itikadı ve imanı sağlamlaştırmaktır. Kimin itikadında/inancında hafif de olsa sapma olur ve imanı bozulursa, onun ibâdetleri ve amelleri Allah katında kabul olmaz. İtikadı düzgün, imanı sahih ve sağlam insanın ise, az ibâdeti (meselâ farzlarla yetinmesi) bile Allah katında çok ibâdet yerine geçer. Düşüncelerimiz, okuduklarımız, yaşadıklarımız ve eylemlerimizin amacı itikadımızı sağlamlaştırmak olmalı, duâlarımızda da Allah’tan bunu istemeliyiz.
Küçük Şirk
Kebâirden, (büyük günahlardan) daha büyük, ebedî cehennemlik yapan şirkten daha küçük olan şirk unsurları, küçük şirk diye adlandırılır. Günümüzde de her yerde görülebilen küçük şirke bazı örnekler verelim:
1- Riyâ (Allah rızâsı için yapılması gereken bir ibâdeti Allah'tan başkası için yapmak anlamında).
2- Allah'tan başkası adına yemin etmek (Allah'ın dışında yemin edilecek kutsal bir varlık kabulü anlamında).
3- Mavi boncuk, nazar boncuğu takmak (zarardan uzaklaştırmak için mâanevî sığınak olarak Allah'ın dışında bir şey kabulü anlamında).
4- Sihir/büyü ve üfürükçülük, kâhinlik, medyumluk, arraflık: “...Süleyman kâfir olmadı (büyü yapmadı ve ona inanmadı). Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü insanlara sihri öğretiyorlardı...” [5]
5- Gelecekten haber vermek ve bu haberlere inanmak veya mutlak gaybı bildiğini iddia etmek (Yıldızlardan ve burçlardan yola çıkarak, her çeşit fal bakarak, cinlerden öğrendiğini iddia ederek gelecekle ilgili bilgiler vermek ve bu yalanlara inanmak; kendisinin veya başkasının geleceği, mutlak gaybı bildiğini iddia etmek anlamında).
6- Allah'tan başkası adına adak adamak veya kurban kesmek, muskacılık, cincilik yapmak
7- Uğursuzluk görüşü.
[1] 12/Yûsuf, 106
[2] Tirmizî, Hudûd 24, hadis no 1457
[3] İmam Mervezî, Müsned-i Ebû Bekri’s-Sıddık, çev. A. Dâvudoğlu, s. 89-93, hds. no 17, 18; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr Muht. Tercüme ve Şerhi, c. 2, s. 504, hds. no 2458; Buhârî, Edebu’l-Müfred,
296, hds. no 716; Münzirî, Hadislerle İslâm (Terğîb ve Terhîb), c. 1, s. 95, hds. no 33; İbn Hacer el-Askalânî, Terğîb ve Terhîb,s. 23, hds. no 11; Zebîdî, İthâfu’s-Sâde, II/272-273, VIII/281; Ebû Hâcer Besyûnî, Mevsûatü Etrâfi’l-Hadîs, II/213; İbn Kesir
[4] 14/İbrâhim, 35-36
[5] 2/Bakara, 102
Şirk, yedi helak edici günahların başına konulmuş bir günah olmakla beraber, o bir küfürdür. Bu sebeple, “Bu yedi günah insanı dinden çıkarmaz ama fasık olur.” isabetli değildir. Bu ifade daha çok şirkin dışındaki günahlar için kullanılır.
“Büyük günah işleyenler imandan çıkmaz.” şeklindeki ehl-i sünnetin kabul ettiği prensip, şirk yani küfrün dışındaki büyük günahlar için geçerlidir. Küfür ve şirk de bir günahtır, ama “günah” kavramı bunları tanıtmaya yetersiz kalacağı için, bunlar kendi özel kavramlarıyla anılır.
“Allah kendisine şirk koşulmasını asla affetmez.” mealindeki ayet, şirkin bir büyük günah gibi değil, bir küfür gibi muamele göreceğini göstermektedir.
"Şirk, karıncanın ayak sesinden bile gizlidir." mealindeki hadiste gösteriş ve riyakârlığa dikkat çekilmektedir. Şirk iki çeşittir; biri şirk-i celî / açık şirk, diğeri şirk-i hafî / gizli şirktir.
Açık şirk, insanların dış dünyada herhangi bir nesneyi Allah’a açıkça ortak koşmak manasına gelir. Gizli şirk ise, insanların iç dünyalarında -küfür manasında olmazsa da- yine de ona benzeyen hissî bir ortak koşmak manasına gelir. İbadetlerde gösteriş yapmak, başkasının iltifatını arzu etmek, başka dünyevî menfaatleri gözetmek, maddî-manevî makamları kazanmayı hedefleme gibi hususlar bu tür gizli şirklerdendir.
Söz konusu hadiste “nefs-i emmarenin gizli hilelerine, şeytanın gizli tuzaklarına” dikkat çekilmiştir.