Melhame-i Kübra ve Deccal Zuhuru Hakkında
Melhame-i bübra, kelime manası olarak çok büyük ve kanlı savaş anlamına gelmektedir.
Bu konuda değişik tasvirleri ihtiva eden hadis rivayetleri vardır. Diğer kıyamet alametleri gibi bu da müteşabihtir, kesin olarak tayin edilmesi kolay değildir. Melhame-i Kübra, kıyametin bir alameti olarak değişik zaman dilimlerinde farklı şekillerde boy gösteren farklı versiyonları olan bir kavram da olabilir. Hadislerin farklı rivayetleri bu farklı olaylara da işaret etmiş olabilir. Hadis kaynaklarında geçen özellikleri nazara alındığında bu olayın Osmanlı topraklarında gerçekleşeceği anlaşılabilir. Biz konuyu fazla uzatmadan kendi kanaatimizi de pekiştiren şu hadislere bakabiliriz.
Abdullah b. Büsr anlatıyor; Resulullah (a.s.m) şöyle buyurdu
“Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye´nin fethi arasında altı sene vardır. Yedinci de Mesih Deccal çıkar.”(Ebu Davud, Melahim, 4)
Muaz b. Cebel anlatıyor; Resulullah (a.s.m) şöyle buyurdu
“Melhame-i Kübra, Kostantin’in fethi ve Deccalin ortaya çıkması (olaylarının hepsi) yedi ay içerisinde meydana gelir.”(Ebu Davud, a.g.e; Tirmizî, Fiten, 58).
Ebu Davud, yukarıdaki hadis rivayetinin bu hadisten daha sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî de bu hadis için “garip” olduğunu söylemiştir.(bk. ilgili yerler)
Buna göre, Melhame-i Kübra’yı zaman itibariyle şöyle anlayabiliriz: Önce Melhame-i Kübra olacak, ardından Konstantiniye fethedilecek, ardından da Deccal çıkacaktır. İşte bu hadis rivayetinden hareketle denilebilir ki;
1. Melhame-i Kübra, Birinci Cihan Harbidir. Osmanlı topraklarının yedi düvel tarafından işgal edildiği bu savaş, İslam aleminde gerçekleşen en büyük savaştır.
2. Konstantiniye/İstanbul’un fethi ise, aynı savaşta İngilizler tarafından işgal edildikten birkaç yıl sonra yeniden kurtulmuş ve yeniden fethedilmiştir.
3. Deccal'in çıkması ise, aynı savaşla bağlantılı olarak belli din düşmanı şahısların ortaya çıkması yanında, materyalist bir düşünce akımını temsil eden Avrupa ve Sovyetler Birliğinde genel olarak meydana gelen semavî dinlerin karşıtı cereyanlar da bu deccali simgelemektedir.
Hadiste ifade edildiği gibi, bu olayların hepsi altı-yedi yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Tabii ki bu da nihayet bir yorumdur; isteyen katılır, isteyen katılmaz.
Bu konuda değişik tasvirleri ihtiva eden hadis rivayetleri vardır. Diğer kıyamet alametleri gibi bu da müteşabihtir, kesin olarak tayin edilmesi kolay değildir. Melhame-i Kübra, kıyametin bir alameti olarak değişik zaman dilimlerinde farklı şekillerde boy gösteren farklı versiyonları olan bir kavram da olabilir. Hadislerin farklı rivayetleri bu farklı olaylara da işaret etmiş olabilir. Hadis kaynaklarında geçen özellikleri nazara alındığında bu olayın Osmanlı topraklarında gerçekleşeceği anlaşılabilir. Biz konuyu fazla uzatmadan kendi kanaatimizi de pekiştiren şu hadislere bakabiliriz.
Abdullah b. Büsr anlatıyor; Resulullah (a.s.m) şöyle buyurdu
“Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye´nin fethi arasında altı sene vardır. Yedinci de Mesih Deccal çıkar.”(Ebu Davud, Melahim, 4)
Muaz b. Cebel anlatıyor; Resulullah (a.s.m) şöyle buyurdu
“Melhame-i Kübra, Kostantin’in fethi ve Deccalin ortaya çıkması (olaylarının hepsi) yedi ay içerisinde meydana gelir.”(Ebu Davud, a.g.e; Tirmizî, Fiten, 58).
Ebu Davud, yukarıdaki hadis rivayetinin bu hadisten daha sahih olduğunu söylemiştir. Tirmizî de bu hadis için “garip” olduğunu söylemiştir.(bk. ilgili yerler)
Buna göre, Melhame-i Kübra’yı zaman itibariyle şöyle anlayabiliriz: Önce Melhame-i Kübra olacak, ardından Konstantiniye fethedilecek, ardından da Deccal çıkacaktır. İşte bu hadis rivayetinden hareketle denilebilir ki;
1. Melhame-i Kübra, Birinci Cihan Harbidir. Osmanlı topraklarının yedi düvel tarafından işgal edildiği bu savaş, İslam aleminde gerçekleşen en büyük savaştır.
2. Konstantiniye/İstanbul’un fethi ise, aynı savaşta İngilizler tarafından işgal edildikten birkaç yıl sonra yeniden kurtulmuş ve yeniden fethedilmiştir.
3. Deccal'in çıkması ise, aynı savaşla bağlantılı olarak belli din düşmanı şahısların ortaya çıkması yanında, materyalist bir düşünce akımını temsil eden Avrupa ve Sovyetler Birliğinde genel olarak meydana gelen semavî dinlerin karşıtı cereyanlar da bu deccali simgelemektedir.
Hadiste ifade edildiği gibi, bu olayların hepsi altı-yedi yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Tabii ki bu da nihayet bir yorumdur; isteyen katılır, isteyen katılmaz.