Örtülü Çıplaklık Hakkında Hadisler
Ebu Uzeynetus Sadefi ve Süleyman b. Yesar’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
وَشَرُّ نِسَائِكُمُ الْمُتَبَرِّجَاتُ الْمُتَخَيِّلاَتُ وَهُنَّ الْمُنَافِقَاتُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْهُنَّ إِلاَّ مِثْلُ الْغُرَابِ الأَعْصَمِ
"Kadınların şerlisi kendini beğenip kibirlenen ve (açılıp saçılarak) teberrüc yapanlardır. Onlar münafıktırlar. Bu yüzden kadınlardan cennete girecek olanlar ayağı sekili karga gibi azdır."[1]
İbnu’s-Seken, Ebu Uzeyne’nin sahabe olduğunu söylemiştir.[2]
İbn Mes’ûd radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
المختلعات والمتبرجات هن المنافقات
“(Sebepsiz olarak) Boşanmak isteyen kadınlar ve açılıp saçılan kadınlar münafıklardır.”[3]
İbni Abbas radıyallahu anhuma şöyle rivayet etmiştir;
أن رسوالله صلى الله عليه وسلم لعن المتبرجات من النساء
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem teberrüc yapan (açılıp saçılan) kadınlara lanet etti.”[4]
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا، قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ، وَنِسَاءٌ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ مُمِيلَاتٌ مَائِلَاتٌ، رُءُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْمَائِلَةِ، لَا يَدْخُلْنَ الْجَنَّةَ، وَلَا يَجِدْنَ رِيحَهَا، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا
"İki sınıf insan vardır ki, onlar cehennem ehlidirler; Bunlardan biri ellerinde sığırkuyruğu gibi kamçılar olup insanları dövecekler. Diğeri; vücutlarını belli edecek elbise giyen, bu elbiselerle erkekleri meylettirmek için kırıtarak yürüyen, saçlarını deve hörgücü gibi başlarında toplayan kadınlardır ki; bunlar cennete giremeyecek ve çok uzak mesafelerden bile hissedilen cennetin kokusunu dahi duyamayacaklardır."[5]
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan gelen hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
سيكون في آخر أمتي رجال يركبون على السروج كأشباه الرجال ينزلون على أبواب المسجد نساؤهم كاسيات عاريات على رؤوسهم كأسنمة البخت العجاف العنوهن فإنهن ملعونات لو كانت ورائكم أمة من الأمم لخدمن نساؤكم نساءهم كما يخدمنكم نساء الأمم قبلكم
“Ahir zamanda ümmetimden, deve semerine benzer bineklere binen adamlar olacak, mescit kapılarında inecekler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar. Saçları deve hörgücü gibi kabarıktır. Onlara lânet edin, çünkü onlar lanetlidir. Eğer sizden sonra başka ümmetler gelmiş olsaydı sizin kadınlarınız onların kadınlarına hizmetçi olurdu, aynı sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi.”[6]
Bu hadisin isnadında Abdullah b. Ayyaş b. Abbas saduk bir ravi olup, Ebu Davud ve Nesai onu zayıflıkla nitelemişlerdir. Hadiste “Onlara lanet edin” kısmı münkerdir. Kalan lafzı, Muslim’in rivayetine uygundur.
Hakim’deki rivayette ise şöyledir: “Bu ümmetin sonunda lüks döşeklere binen adamlar olurda mescitlerinin kapılarında inerler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar.”
Hasen el-Basri rahmetullahi aleyh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
ألا ومن لم رأى اهل النار فلينظر الى نساء كاسيات عاريات مائلات من غير ميل رؤوسهن كأسنمة البخت العجاف يذاب بالنار يوم القيامة
“Dikkat edin! Kim cehennemlikleri görmediyse, giyindikleri halde çıplak olan, meylettiren kadınlara baksın. Başlarını sıska develerin hörgücü gibi yapan kadınlar Kıyamet gününde ateş ile eritileceklerdir.”[7]
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma şöyle demiştir:
إنا لنجد في كتاب الله المنزل صنفين في النار قوم يكونون في آخر الزمان معهم سياط كأنها أذناب البقر يضربون بها الناس على غير جرم لا يدخلون بطونهم إلا خبيثا ونساء كاسيات عاريات مائلات مميلات لا يدخلن الجنة ولا يجدن ريحها
“Muhakkak ki Allah’ın indirdiği kitapta iki sınıfın ateşte olduğunu buluruz: Bunlardan birisi: Ahir zamanda, yanlarında bulunan sığırkuyrukları gibi kamçılarla insanları suçsuz yere döven, karınlarına ancak pis (haram kazanç) sokan bir topluluktur. Diğeri ise; Giyinmiş fakat çıplak olan, meyleden ve meylettiren kadınlardır. Bunlar cennete giremeyecekleri gibi, kokusunu dahi alamayacaklar.”[8]
Ka’b el-Ahbar rahimehullah şöyle demiştir:
يأتي على الناس زمان فيه نساء كاسيات عاريات حاليات عطرات تفلات ، لهن عقص مثل أسنمة البخت ، مائلات مقتبات هاربات إلى النار
“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, kadınların bazıları giyinik olmalarına rağmen çıplaktırlar. Süslenip kokular sürünmelerine rağmen kokuları olmayacaktır. Deve hörgücü gibi topuzları vardır. Deve yükü gibi salınacaklar. Cehenneme doğru koşacaklar.”[9]
Yine şöyle demiştir:
مالي أرى في التوراة صفة قوم لم أرهم بعد ؟ ، فحشة متفحشين ، في أيديهم سياط مثل أذناب البقر ، من أهل النار ، مالي أرى في التوراة صفة نساء لم أرهن بعد ؟ ناعمات كاسيات عاريات ، من أهل النار
“Bana ne oluyor ki, Tevratta henüz görmediğim bir topluluğun vasfını görüyorum? Onlar çirkinlik yapan ve yaptıranlardır. Ellerinde sığırkuyrukları gibi kamçılar vardır. Cehennem ehlidirler. Bana ne oluyor ki Tevratta henüz görmediğim kadınların vasfını görüyorum? Onlar refah içinde, giyinmiş çıplak kadınlardır ve cehhennem ehlidirler.”[10]
Ebu Şakra radıyallahu anh'den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إذا رأيتم اللاتي ألقين على رؤوسهن مثل أسنمة البقر، فأعلموهن أنهن لا تقبل لهن صلاة
"Başlarını deve (bir rivayette sığır) hörgücü gibi yapan kadınları gördüğünüzde onlara hiçbir namazlarının kabul olmayacağını bildiriniz."[11]
Rasûlullah (s.a.s.), hafif bir elbise giyip tamamen vücut hatlarını örtmeyen kadınlara “Onlar adı örtülü ama gerçekten çıplaktırlar” buyurmuştur (Süyûtî, Tenvîru’l-Havâlif, c. 3, s. 103)
“Kadın, örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker.” (Tirmizî, Radâ 18)
Âişe (r.a.)'den rivâyete göre, bir gün Ebû Bekir (r.a.)'in kızı Esmâ (ki, Peygamberimiz’in baldızıdır) ince bir elbise ile Allah Rasûlü’nün huzuruna girmişti. Rasûlullah (s.a.s.) ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Esmâ! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebû Davûd, Libâs 31, 34, h. no: 4104)
"Kim dünyada şöhret için elbise giyerse Allah ona kıyâmet gününde zillet elbisesi giydirir. Sonra da onu cehennemin alevli ateşlerinde yakar." (Ebû Dâvud, Libas 5, h. No: 4029, 4030). "Şöhret elbisesinden maksat, başkalarına câzip görünmek ve fors satmak için giyilen elbisedir" (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, c. 2, s. 94)
Bir kadın, güzel kokular sürünüp, [kürk ve deri veya rengarenk dikkat çken kumaş vs gibi] göz alıcı güzel elbiseler giyerek, bir toplumun önünden geçerse, o kadın zina işlemiş gibi günaha girer.(İbn Hibban)
Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)
Eğer sizden sonra gelecek ümmet olsaydı, bunlar da o gelecek ümmete hizmetçi olurlardı. Nasıl ki, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının sizlere hizmetçi oldukları gibi.[Ramuz El E-Hadis/Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevî, Sayfa 303]
Kaynak:
[1] Sahih. Beyhaki (7/82) İsmail el-İsbehani (Kıvamu’s-Sunne), Tergib ve Terhib (1527) Taberi Tarih (11/590) İbni Hacer el-İsabe (7/9) Camiüs Sağir (4092, 9180) Elbani Sahihul Cami (3330) Feyzul Kadir (3/493) Muhlis El-Aşir (214/2) Dürrü Mensur (8/156) İbnu Katan Kitabun Nazar (s.177) Ebu Ubeyd Garibu’l-Hadis (3/101) Elbani Sahiha (1849)
[2] İbn Hacer, El-İsabe (7/7)
[3] Hasen. Ebu Nuaym (8/375-6) Hatib Tarih (3/358) Tuhfetul Ahvezi (4/307) Mirkatu’l-Mefatih (10/234) Sahiha (2/131, no 632)
[4] Hasen. Nesai Sünenül Kübra (5/396) İbni Adiy el-Kamil (2/408)
[5] Sahih. Malik (Libas,7) Müslim (2128) Ahmed (2/355, 440) Deylemi (3783) Beyhaki (2/234) Şuabu’l-İman (7801) İbn Hibban (16/500) Taberani Evsat (2/224) Darimi (isti'zan,15) İbn Teymiye Mecmu (4/402) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s177) İbn Habib El-Gaye ve’n-Nihaye (s.213)
[6] Sahih li gayrihi. Ahmed Müsned (2/223 Hadis no: 7083) İbn Hibban (13/64) Hakim (4/483) Taberani (13/63)
[7] Mürsel. Abdulmelik b. Habib, el-Gaye ve’n-Nihaye (218)
[8] Sahih mevkuf. İbn Ebi Şeybe (7/530)
[9] Maktu. Haraitî, İ’tilâlu’l-Kulûb (206)
[10] Maktu. Hadisu İsmail b. Ca’fer (409)
[11] Zayıf. Ebu Nuaym Marife (6860) Taberani (22/370) Bezzar, Keşfu’l-Estar (3015) İbni Hacer el-İsabe (7/206) Camiu’s-Sagir (644) Mecmau’z-Zevaid (5/137) Hadimi, Berika (5/346) Dumeyri Hayatu’l-Hayevan (s.133) İsnadında bulunan Mahled b. Ukbe hakkında bkz: Buhari Tarih (7/437) Ebu Hatim Cerh ve Ta'dil (8/348) İbn Hibban es-Sikat (9/185) İbn Hacer Lisan (6/9)
Örtülü Çıplaklık:
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde kadınların vücut hatlarını belli eden ve şeffaf elbiseler giymelerini yasaklamıştır:
"Cehennemlik bazı kadınlar vardır ki, örtülü fakat çıplaktırlar. Her iki tarafa salınırlar. Onlar cennete girmeyecek ve onun kokusunu da duymayacaklardır." (Müslim)
Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz ise, ince ve şeffaf elbiseler giymiş oldukları halde yanına gelen Temim oğulları kabilesinden bir takım kadınlara:
"Eğer siz mümin iseniz, bu elbiseler müminlerin elbisesi değildir." demiştir.
Bir defasında da huzuruna ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Ona şöyle dedi:
"Nûr suresine inanan bir kadın bunu örtünmez."
Bir defasında da yanına ince bir başörtü ile giren Hafsa binti Abdurrahman -radiyallahu anhâ-nın başörtüsünü yırtmış ve ona kalın bir başörtü örtmüştür.
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- evden dışarı çıkacak olan kadının örtünmesi ile ilgili olarak da şu sözü söylemiştir:
"Müslüman kadın, bir ihtiyacı olduğu zaman, vücudunu gizleyen bir elbise içinde evden dışarı çıkmaktan menedilemez. Ancak bu öyle bir örtü olmalıdır ki, eve dönünceye kadar onu kimsenin tanımaması gerekir."
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ümmetimin son zamanlarında döşeli süslü oturaklara benzeyen eyerler üzerinde cami kapılarına gelip inen erkekler olacaktır. Karıları ise giyinik fakat çıplaktırlar. Başları üzerinde arık melez develerinin hörgüçlerine benzer durum vardır. Onları lânetleyin, çünkü onlar lânetlenmişlerdir.
Şayet önünüzde başka milletlerden bir millet bulunacak olsa, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettikleri gibi, bu kadınlar da onlara hizmet etmekten çekinmezler." (İbn-i Hibban)
Cidden Allah-u Teâlâ'dan çok korkmamız lâzım.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar:
"İki sınıf var ki bunlar cehennemliktir, fakat henüz onları göremiyorum. (Bunların biri) giyimli fakat çıplak; (erkeklere) meyleden, (kendilerine) meylettiren kadınlardır. Bunların başında yana yatmış deve hörgücünü andıran şeyler vardır. Bunlar asla cenneti göremeyecek, kokusunu da alamayacaklardır." (Müslim)
"Henüz göremiyorum." buyurmaları, ileride, ahir zamanda çıkacaklarına işarettir. Biri giymiş ama çıplak. Niçin? Vücut hatları belli olduğu için.
İkincisi erkeklere meyleden ve kendilerine meylettiren kadınlar, ki saçlarını deve hörgücü gibi yaparlar. Bu iki hususta ciddi ikazlar var.
Tesettür kıyafeti yüz ve ellerin dışında kalan bedenin tümünü örtecek şekilde ve vücudun çizgilerini göstermeyecek şekil ve bollukta olmalıdır. İçini gösterecek şekilde (şeffaf) olmamalı. Dikkatleri çekecek şekilde, renk ve desende olmamalıdır.
Hadis-i şerif'te:
"Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve kokusunu başkalarının duymasını arzularsa, zinaya bir adım atmış olur." buyurulmuştur. (Tirmizî Edep: 35)
Kadın kokular sürüp camiye bile gidemez. Bir gün koku sürünen bir kadın, Ebû Hureyre -radiyallahu anh-in yanından geçerken ona "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Kadın: "Camiye" diye cevap verince Ebû Hureyre -radiyallahu anh-:
"Kokulandığın halde mi?" diye tekrar sordu. Kadın "Evet" dedi.
Ebû Hureyre -radiyallahu anh- Hazretleri bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Dön ve yıkan. Çünkü Peygamberimizden dinledim:
'Kokulanan bir kadın mescide giderse, dönüp gusletmedikçe Allah onun namazını kabul etmez.'"
Kadınlar âile içinde veya kendi cinsleri ile bir araya geldiklerinde koku sürünebilirler. Ancak evden dışarı çıkarken, câmide veya yabancı erkeklerin bulunduğu yerlerde koku sürünmeleri, bu erkeklerin dikkatlerinin kadınların üstüne çekilmesine yol açar.
Ebu Musa -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Bir kadın güzel koku sürünüp bunu hissetsinler diye bir topluluğa uğrarsa, zinâ etmiş olur." (Ebu Dâvud: 4174 - Tirmizî: 2787)
Erkeklerin kadın elbisesi, kadınların da erkek elbisesi giymelerini Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yasaklamıştır.
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh- der ki:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lânet etti." (Ebu Dâvud)
وَشَرُّ نِسَائِكُمُ الْمُتَبَرِّجَاتُ الْمُتَخَيِّلاَتُ وَهُنَّ الْمُنَافِقَاتُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْهُنَّ إِلاَّ مِثْلُ الْغُرَابِ الأَعْصَمِ
"Kadınların şerlisi kendini beğenip kibirlenen ve (açılıp saçılarak) teberrüc yapanlardır. Onlar münafıktırlar. Bu yüzden kadınlardan cennete girecek olanlar ayağı sekili karga gibi azdır."[1]
İbnu’s-Seken, Ebu Uzeyne’nin sahabe olduğunu söylemiştir.[2]
İbn Mes’ûd radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
المختلعات والمتبرجات هن المنافقات
“(Sebepsiz olarak) Boşanmak isteyen kadınlar ve açılıp saçılan kadınlar münafıklardır.”[3]
İbni Abbas radıyallahu anhuma şöyle rivayet etmiştir;
أن رسوالله صلى الله عليه وسلم لعن المتبرجات من النساء
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem teberrüc yapan (açılıp saçılan) kadınlara lanet etti.”[4]
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا، قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ، وَنِسَاءٌ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ مُمِيلَاتٌ مَائِلَاتٌ، رُءُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْمَائِلَةِ، لَا يَدْخُلْنَ الْجَنَّةَ، وَلَا يَجِدْنَ رِيحَهَا، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا
"İki sınıf insan vardır ki, onlar cehennem ehlidirler; Bunlardan biri ellerinde sığırkuyruğu gibi kamçılar olup insanları dövecekler. Diğeri; vücutlarını belli edecek elbise giyen, bu elbiselerle erkekleri meylettirmek için kırıtarak yürüyen, saçlarını deve hörgücü gibi başlarında toplayan kadınlardır ki; bunlar cennete giremeyecek ve çok uzak mesafelerden bile hissedilen cennetin kokusunu dahi duyamayacaklardır."[5]
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan gelen hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:
سيكون في آخر أمتي رجال يركبون على السروج كأشباه الرجال ينزلون على أبواب المسجد نساؤهم كاسيات عاريات على رؤوسهم كأسنمة البخت العجاف العنوهن فإنهن ملعونات لو كانت ورائكم أمة من الأمم لخدمن نساؤكم نساءهم كما يخدمنكم نساء الأمم قبلكم
“Ahir zamanda ümmetimden, deve semerine benzer bineklere binen adamlar olacak, mescit kapılarında inecekler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar. Saçları deve hörgücü gibi kabarıktır. Onlara lânet edin, çünkü onlar lanetlidir. Eğer sizden sonra başka ümmetler gelmiş olsaydı sizin kadınlarınız onların kadınlarına hizmetçi olurdu, aynı sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi.”[6]
Bu hadisin isnadında Abdullah b. Ayyaş b. Abbas saduk bir ravi olup, Ebu Davud ve Nesai onu zayıflıkla nitelemişlerdir. Hadiste “Onlara lanet edin” kısmı münkerdir. Kalan lafzı, Muslim’in rivayetine uygundur.
Hakim’deki rivayette ise şöyledir: “Bu ümmetin sonunda lüks döşeklere binen adamlar olurda mescitlerinin kapılarında inerler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar.”
Hasen el-Basri rahmetullahi aleyh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
ألا ومن لم رأى اهل النار فلينظر الى نساء كاسيات عاريات مائلات من غير ميل رؤوسهن كأسنمة البخت العجاف يذاب بالنار يوم القيامة
“Dikkat edin! Kim cehennemlikleri görmediyse, giyindikleri halde çıplak olan, meylettiren kadınlara baksın. Başlarını sıska develerin hörgücü gibi yapan kadınlar Kıyamet gününde ateş ile eritileceklerdir.”[7]
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma şöyle demiştir:
إنا لنجد في كتاب الله المنزل صنفين في النار قوم يكونون في آخر الزمان معهم سياط كأنها أذناب البقر يضربون بها الناس على غير جرم لا يدخلون بطونهم إلا خبيثا ونساء كاسيات عاريات مائلات مميلات لا يدخلن الجنة ولا يجدن ريحها
“Muhakkak ki Allah’ın indirdiği kitapta iki sınıfın ateşte olduğunu buluruz: Bunlardan birisi: Ahir zamanda, yanlarında bulunan sığırkuyrukları gibi kamçılarla insanları suçsuz yere döven, karınlarına ancak pis (haram kazanç) sokan bir topluluktur. Diğeri ise; Giyinmiş fakat çıplak olan, meyleden ve meylettiren kadınlardır. Bunlar cennete giremeyecekleri gibi, kokusunu dahi alamayacaklar.”[8]
Ka’b el-Ahbar rahimehullah şöyle demiştir:
يأتي على الناس زمان فيه نساء كاسيات عاريات حاليات عطرات تفلات ، لهن عقص مثل أسنمة البخت ، مائلات مقتبات هاربات إلى النار
“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, kadınların bazıları giyinik olmalarına rağmen çıplaktırlar. Süslenip kokular sürünmelerine rağmen kokuları olmayacaktır. Deve hörgücü gibi topuzları vardır. Deve yükü gibi salınacaklar. Cehenneme doğru koşacaklar.”[9]
Yine şöyle demiştir:
مالي أرى في التوراة صفة قوم لم أرهم بعد ؟ ، فحشة متفحشين ، في أيديهم سياط مثل أذناب البقر ، من أهل النار ، مالي أرى في التوراة صفة نساء لم أرهن بعد ؟ ناعمات كاسيات عاريات ، من أهل النار
“Bana ne oluyor ki, Tevratta henüz görmediğim bir topluluğun vasfını görüyorum? Onlar çirkinlik yapan ve yaptıranlardır. Ellerinde sığırkuyrukları gibi kamçılar vardır. Cehennem ehlidirler. Bana ne oluyor ki Tevratta henüz görmediğim kadınların vasfını görüyorum? Onlar refah içinde, giyinmiş çıplak kadınlardır ve cehhennem ehlidirler.”[10]
Ebu Şakra radıyallahu anh'den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
إذا رأيتم اللاتي ألقين على رؤوسهن مثل أسنمة البقر، فأعلموهن أنهن لا تقبل لهن صلاة
"Başlarını deve (bir rivayette sığır) hörgücü gibi yapan kadınları gördüğünüzde onlara hiçbir namazlarının kabul olmayacağını bildiriniz."[11]
Rasûlullah (s.a.s.), hafif bir elbise giyip tamamen vücut hatlarını örtmeyen kadınlara “Onlar adı örtülü ama gerçekten çıplaktırlar” buyurmuştur (Süyûtî, Tenvîru’l-Havâlif, c. 3, s. 103)
“Kadın, örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker.” (Tirmizî, Radâ 18)
Âişe (r.a.)'den rivâyete göre, bir gün Ebû Bekir (r.a.)'in kızı Esmâ (ki, Peygamberimiz’in baldızıdır) ince bir elbise ile Allah Rasûlü’nün huzuruna girmişti. Rasûlullah (s.a.s.) ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: “Ey Esmâ! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebû Davûd, Libâs 31, 34, h. no: 4104)
"Kim dünyada şöhret için elbise giyerse Allah ona kıyâmet gününde zillet elbisesi giydirir. Sonra da onu cehennemin alevli ateşlerinde yakar." (Ebû Dâvud, Libas 5, h. No: 4029, 4030). "Şöhret elbisesinden maksat, başkalarına câzip görünmek ve fors satmak için giyilen elbisedir" (Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, c. 2, s. 94)
Bir kadın, güzel kokular sürünüp, [kürk ve deri veya rengarenk dikkat çken kumaş vs gibi] göz alıcı güzel elbiseler giyerek, bir toplumun önünden geçerse, o kadın zina işlemiş gibi günaha girer.(İbn Hibban)
Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)
Eğer sizden sonra gelecek ümmet olsaydı, bunlar da o gelecek ümmete hizmetçi olurlardı. Nasıl ki, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının sizlere hizmetçi oldukları gibi.[Ramuz El E-Hadis/Ahmed Ziyâüddin Gümüşhanevî, Sayfa 303]
Kaynak:
[1] Sahih. Beyhaki (7/82) İsmail el-İsbehani (Kıvamu’s-Sunne), Tergib ve Terhib (1527) Taberi Tarih (11/590) İbni Hacer el-İsabe (7/9) Camiüs Sağir (4092, 9180) Elbani Sahihul Cami (3330) Feyzul Kadir (3/493) Muhlis El-Aşir (214/2) Dürrü Mensur (8/156) İbnu Katan Kitabun Nazar (s.177) Ebu Ubeyd Garibu’l-Hadis (3/101) Elbani Sahiha (1849)
[2] İbn Hacer, El-İsabe (7/7)
[3] Hasen. Ebu Nuaym (8/375-6) Hatib Tarih (3/358) Tuhfetul Ahvezi (4/307) Mirkatu’l-Mefatih (10/234) Sahiha (2/131, no 632)
[4] Hasen. Nesai Sünenül Kübra (5/396) İbni Adiy el-Kamil (2/408)
[5] Sahih. Malik (Libas,7) Müslim (2128) Ahmed (2/355, 440) Deylemi (3783) Beyhaki (2/234) Şuabu’l-İman (7801) İbn Hibban (16/500) Taberani Evsat (2/224) Darimi (isti'zan,15) İbn Teymiye Mecmu (4/402) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s177) İbn Habib El-Gaye ve’n-Nihaye (s.213)
[6] Sahih li gayrihi. Ahmed Müsned (2/223 Hadis no: 7083) İbn Hibban (13/64) Hakim (4/483) Taberani (13/63)
[7] Mürsel. Abdulmelik b. Habib, el-Gaye ve’n-Nihaye (218)
[8] Sahih mevkuf. İbn Ebi Şeybe (7/530)
[9] Maktu. Haraitî, İ’tilâlu’l-Kulûb (206)
[10] Maktu. Hadisu İsmail b. Ca’fer (409)
[11] Zayıf. Ebu Nuaym Marife (6860) Taberani (22/370) Bezzar, Keşfu’l-Estar (3015) İbni Hacer el-İsabe (7/206) Camiu’s-Sagir (644) Mecmau’z-Zevaid (5/137) Hadimi, Berika (5/346) Dumeyri Hayatu’l-Hayevan (s.133) İsnadında bulunan Mahled b. Ukbe hakkında bkz: Buhari Tarih (7/437) Ebu Hatim Cerh ve Ta'dil (8/348) İbn Hibban es-Sikat (9/185) İbn Hacer Lisan (6/9)
Örtülü Çıplaklık:
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde kadınların vücut hatlarını belli eden ve şeffaf elbiseler giymelerini yasaklamıştır:
"Cehennemlik bazı kadınlar vardır ki, örtülü fakat çıplaktırlar. Her iki tarafa salınırlar. Onlar cennete girmeyecek ve onun kokusunu da duymayacaklardır." (Müslim)
Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz ise, ince ve şeffaf elbiseler giymiş oldukları halde yanına gelen Temim oğulları kabilesinden bir takım kadınlara:
"Eğer siz mümin iseniz, bu elbiseler müminlerin elbisesi değildir." demiştir.
Bir defasında da huzuruna ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Ona şöyle dedi:
"Nûr suresine inanan bir kadın bunu örtünmez."
Bir defasında da yanına ince bir başörtü ile giren Hafsa binti Abdurrahman -radiyallahu anhâ-nın başörtüsünü yırtmış ve ona kalın bir başörtü örtmüştür.
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- evden dışarı çıkacak olan kadının örtünmesi ile ilgili olarak da şu sözü söylemiştir:
"Müslüman kadın, bir ihtiyacı olduğu zaman, vücudunu gizleyen bir elbise içinde evden dışarı çıkmaktan menedilemez. Ancak bu öyle bir örtü olmalıdır ki, eve dönünceye kadar onu kimsenin tanımaması gerekir."
Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ümmetimin son zamanlarında döşeli süslü oturaklara benzeyen eyerler üzerinde cami kapılarına gelip inen erkekler olacaktır. Karıları ise giyinik fakat çıplaktırlar. Başları üzerinde arık melez develerinin hörgüçlerine benzer durum vardır. Onları lânetleyin, çünkü onlar lânetlenmişlerdir.
Şayet önünüzde başka milletlerden bir millet bulunacak olsa, sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettikleri gibi, bu kadınlar da onlara hizmet etmekten çekinmezler." (İbn-i Hibban)
Cidden Allah-u Teâlâ'dan çok korkmamız lâzım.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyorlar:
"İki sınıf var ki bunlar cehennemliktir, fakat henüz onları göremiyorum. (Bunların biri) giyimli fakat çıplak; (erkeklere) meyleden, (kendilerine) meylettiren kadınlardır. Bunların başında yana yatmış deve hörgücünü andıran şeyler vardır. Bunlar asla cenneti göremeyecek, kokusunu da alamayacaklardır." (Müslim)
"Henüz göremiyorum." buyurmaları, ileride, ahir zamanda çıkacaklarına işarettir. Biri giymiş ama çıplak. Niçin? Vücut hatları belli olduğu için.
İkincisi erkeklere meyleden ve kendilerine meylettiren kadınlar, ki saçlarını deve hörgücü gibi yaparlar. Bu iki hususta ciddi ikazlar var.
Tesettür kıyafeti yüz ve ellerin dışında kalan bedenin tümünü örtecek şekilde ve vücudun çizgilerini göstermeyecek şekil ve bollukta olmalıdır. İçini gösterecek şekilde (şeffaf) olmamalı. Dikkatleri çekecek şekilde, renk ve desende olmamalıdır.
Hadis-i şerif'te:
"Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve kokusunu başkalarının duymasını arzularsa, zinaya bir adım atmış olur." buyurulmuştur. (Tirmizî Edep: 35)
Kadın kokular sürüp camiye bile gidemez. Bir gün koku sürünen bir kadın, Ebû Hureyre -radiyallahu anh-in yanından geçerken ona "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Kadın: "Camiye" diye cevap verince Ebû Hureyre -radiyallahu anh-:
"Kokulandığın halde mi?" diye tekrar sordu. Kadın "Evet" dedi.
Ebû Hureyre -radiyallahu anh- Hazretleri bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Dön ve yıkan. Çünkü Peygamberimizden dinledim:
'Kokulanan bir kadın mescide giderse, dönüp gusletmedikçe Allah onun namazını kabul etmez.'"
Kadınlar âile içinde veya kendi cinsleri ile bir araya geldiklerinde koku sürünebilirler. Ancak evden dışarı çıkarken, câmide veya yabancı erkeklerin bulunduğu yerlerde koku sürünmeleri, bu erkeklerin dikkatlerinin kadınların üstüne çekilmesine yol açar.
Ebu Musa -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Bir kadın güzel koku sürünüp bunu hissetsinler diye bir topluluğa uğrarsa, zinâ etmiş olur." (Ebu Dâvud: 4174 - Tirmizî: 2787)
Erkeklerin kadın elbisesi, kadınların da erkek elbisesi giymelerini Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yasaklamıştır.
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh- der ki:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lânet etti." (Ebu Dâvud)