Şeyh Nazım Kıbrisi Hz.Mehdinin Gelişi Sultan 4. Selim
MEHDİNİN GELİŞİ VE SULTAN 4. SELİM
İslam'ın son Peygamberi Hazreti Muhammed (Aleyhis-Selam)'ın Kendisinden sonra kıyamete kadar yaşanacak devirler şöyle sıralanmaktadır (İmam Ahmed Bin Hanbel , 4.273):
2) Umera Devri;Şam'da Emevilerin, Bağdat'ta Abbasilerin Emir-il Mü'minin (mü'minlerin başı) olacağı devir
3) Müluk Devri; Osmanlı Padişahlarının halifeliği devralıp müslümanları idare edecegi devir
4) Cebabire Devri; Müslümanların tek elden yönetilmeyecegi, Kur'an-ı Kerim'e riayet edilmeyen "Ahir Zaman" devri. Zulmün ve küfrün arttığı, inançsızlığın moda, müslümanlığı yaşamanın ise avuç içinde ateş tutmaktan daha zor olduğu devir.
5) Hazreti Mehdi ve Hazreti İsa Devri;Mü'minlerin tekrar bir bütün haline gelip tüm dünya üzerinde adaletin ve Allah'a imanın yayılacağı devir.
Peygamberimizin (a.s) neslinden olan Hz. Mehdi ve yeryüzüne geri inecek olan Hz. İsa'nın zuhuru hakkındaki rivayetler şöyledir:
Hz. Mehdi'nin zuhurundan önce, dünyayı kaplayacak olan bütün zamanların en büyük savaşı (armagedon) çıkar. Bu savaş üç ay sürer ve dünya nüfusunun büyük bir kısmı telef olur (bir habere göre, yedide altı nisbetinde). Ölecek olanlar zalimler ve kafirlerdir.
Mehdi (a.s.) Medine'de zuhur eder ve üç kere "Allah-u Ekber" diye tekbir aldığında bütün ateşli silahlar durur, savaş biter. Aynı zamanda dünyada teknolojiye hayat veren enerji yok olur.
Savaş durduktan sonra, Hz. Mehdi Şam ve Konya üzerinden İstanbul'a vararak Mukaddes Emanetleri teslim alır ve Deccal'ın Horasan (İran)'dan ortaya çıkmakta olduğunu ilan eder.
Daha sonra, Deccal ve ordularına karşı cihadı başlatmak üzere Şam'a geri döner. Bu arada, Deccal Kudüs'e gider ve oradan tüm dünyaya küfrü yaymak üzere kırk günlük bir seyahate başlar.
Kırk gün tamamlandıktan sonra Hz. İsa nüzul eder, Deccal'ı Şam yakınlarında öldürür ve Hz. Mehdi ile Şam'da buluşur. Mehdi (a.s.)'ın hükmü yedi sene sürer. Ondan sonra ise, Hz İsa bütün dünyada kırk yıl hükmeder. Bu zaman içerisinde kötü ve şeytani hiçbir şey kalmaz ve dünya adeta cennet gibi olur (Altın Çağ). Kırk yıl sonunda Hz. İsa (a.s.) Medine'de ruhunu teslim eder ve Peygamberimizin (s.a.s.) yanına defnedilir.
Sonra kötüler ve şeytaniler dünya üzerinde azar azar yeniden ortaya çıkar ve on yıl boyunca çoğalırlar. Bu on yılın sonunda, mü'minler cennetten gelen rüzgarı teneffüs edip ruhlarını teslim eder ve kıyamet geriye kalan kötüler ve kafirlerin üzerine kopar.
Şimdi yaşadığımız zaman, tabii ki cebabire devridir. Zulüm ve küfürle birlikte doğal afetlerin, kaza ve belaların, savaşların ve terörün çoğalması, bu dönemin de sonuna yaklaştığımızın işaretidir.
Mehdi a.s. ve Sultan 4. Selim buluşması
“Ya Resulallah, kıyamet ne vakit kopar?”, sorusuna, bir mübarek Cuma günü hutbede iken şöyle cevap vermişlerdir; “Ey Müminler! Biliniz ki, benden sonra Hülefa’i Raşidin gelir. Sonra mülk ve saltanat devri ile birlikte Emevi’ler gelir. Sonra Abbasiler gelir
Ve sonra ey Ashabım! Bir Selim gelir emaneti alır ve en son bir Selim daha gelir, emaneti verir. Eğer, kimdir bu Selim diye soracak olursanız, bilin ki adına Osmanlı İmparatorluğu denilen ve o devirde kılıcı en keskin olan Islam devletinin Padişahı, birinci Sultan Selim Han bizzat benim emrim ile Mısır’ı fethedip Abbasi’ler den emanetlerimi teslim alır.
Sonra o şanlı imparatorluk 700 yıl boyunca Allah’ın dinini ve benim sancağımı üç kıtada yayar ve dalgalandırırlar. Ve yine sonra, ey ashabım! Biri gelir bu saltanatı yıkar. Böylece Cebabire devri girmiş olur ki, bu devirde küfür Islam üzerine hakim olur. Müslümanlar türlü eziyetler görürler ve horlanırlar.”, diye buyurur.
Bu üzücü ve yıkıcı haber karşısında ağlamaya başlayan ashabının yüzündeki gözyaşlarını gören Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve selem mübarek baş parmağı ile şehadet parmağının arasını işaret ederek; “Üzülmeyin, ey ashabım! Elbet bu devrin de bir sonu vardır ki, fazla sürmez. Sonunda sancak, düştüğü yerden kalkar. Allah’ın emriyle Sultan geri döner ve hak yerini bulur. Dağılmış olan ümmetim yeniden hilafet sancağı altında toplanırlar.
Lakin ondan önce bir Melhame’i Kübra olur ki, bu Beni Asfar (Rus) kabilesinin Türk kavmine saldırmasıyla başlar. Adına ‘Büyük Budama’ denilen öyle büyük bir savaş olur ki, dünya doğu ve batı olmak üzere iki cepheye ayrılır. Nitekim doğu’nun batı’ya karşı yapacak olduğu bu savaşta insanların yedide altısı telef olur. Üç ile yedi ay kadar sürecek olan bu müthiş ve görülmemiş savaşta Beni Asfar kabilesi Amik ovasında tamamen imha edilir.
Sonra, ey Ashabım! Üç tekbir sesi duyulur ve benim temiz soyumdan kırkıncı neslimden, öz be öz torunum olan Muhammed’ul Mehdi aleyhisselam zuhur eder ve bu savaşı durdurup Garbi Roma ile Şarki Roma’yı (Vatikan ve Istanbul) fetheder.
Akabinde derhal Konya’ya gelir ve orada ihtişam ve tazim içinde benim kutsal emanetlerimden mübarek kılıcımı son Selim olan Osmanlı padişahı 4. Sultan Selim Han tarafından bizzat tören ile, teslim alıp beline kuşanır.”
Dolayısıyla, bunun gibi daha birçok Hadis’ler mevcud’dur ki Riyaz’us Salihin’de yazmaktadır.
HAZRETİ MEHDİ A.S 1975 YILINDA RAMAZAN AYINDA DÜNYAYA GELDİ, İSMİ RAMAZAN, BABASININ İSMİ ALİ,
YanıtlaSilBABA TARAFINDAN KONYA BOZKIR KARACAARDIÇ SEYYİDLERİNDEN HÜSEYNİ ,
ANNE TARAFINDAN KONYA HADİM GEREZ ŞERİFLERİNDEN HASANİDİR
La bı git
YanıtlaSil