Süfyani'nin Çıkışı (Zuhur Alametleri) Hakkında
Süfyani'nin Çıkışı (Zuhuru) Hakkında
Bir çok hadislerde yer aldığı üzere Hz. Mehdi’nin zuhurundan önce Ebu Süfyan’ın neslinden olan birisi kıyam edecektir. Bu şahıs şöyle tavsif edilmiştir. Zahirde salih ve daima Allah’ı zikreden birisidir. Ama insanların en kötüsü ve soysuzudur. Bir çok insanı kandıracak kendisiyle işbirliğine razı edecektir. Şam Hims (veya Hum’s) Filistin, Ürdün ve Kinnisrin (Eski Halep) bölgelerini ele geçirecektir. Abbasi devleti ebedi olarak onun eliyle yok edilecektir. Şiilerden bir grubu katledecek ve Hz. Mehdi’nin zuhurunu duyunca onunla savaşması için bir ordu gönderecektir. Ama Hz. Mehdi’yi bulamayacak ve Mekke Medine arasında bir yerde ordusuyla birlikte yerin dibine gömülecektir.
Abbasi devleti yıllar önce yıkılmış ve Süfyani’nin eliyle yok edilecek hiç bir etkisi de kalmamıştır, şeklinde bir soru akla gelebilir ama Hz. İmam Musa b. Cafer (a.s) bir hadisin de bunun cevabını şöyle buyurmuştur: Abbasi devleti hile ve aldatmaca üzere kuruludur. Bu devlet hiçbir izi kalmayacak bir şekilde ortadan kalkacak, ama yeniden ve adeta hiçbir zarar görmemiş bir halde tekrar kurulacaktır". [1]
Bu hadisten de anlaşıldığı üzere Abbasi devleti yeniden kurulacaktır. Bu devletler ise Süfyani’nin eliyle yıkılacaktır. Denilebilir ki Süfyani’nin kıyamı kesin bir şeydir, ama nitelik ve zamanı belli değildir ve bu hususta kesin bir şey söylenemez. Örneğin Abbasi devletinin Süfyani’nin eliyle yıkılacağı kesin bir şey olmayabilir. Yani başkaları vasıtasıyla da yıkılabilir.
Bir diğer nokta da şudur: Halid b. Yezid b. Muaviye b. Ebi Süfyan halife olmak istiyordu. Ama hilafetin Mervanoğullarının elinde olduğunu görünce kendine teselli vermek ve Emevilerin moralını güçlendirmek için bu süfyani hadisini uydurdu. "Eğani" kitabının yazarı Halid hakkında şöyle diyor: O alim ve şair biriydi ve Süfyani hadisini uydurduğu söylenmektedir. [2]
Taberi şöyle yazar: Ali b. Abdullah b. Halid b. Yezid b. Muaviye 159 yılında Şam’da kıyam etmiş ve "Ben beklenilen Süfyani’yim" diyerek halkı kendine davet etmiştir. [3]
Durum böyle iken Süfyani mevzuunun uydurulmuş bir şey olduğu söylenebilir mi?
Süfyani hadisini hem Ehl-i Sünnet hem Şia rivayet etmiştir. Mütevatir olması da uzak bir ihtimal değildir. Batıl bir iddiacının varlığı sebebiyle bu hadisin batıl ve uydurulmuş olduğuna hükmedilemez. Aksine, şöyle dememziz gerekir: Süfyani hadisi halk arasında yaygın idi ve halk onu bekliyordu. Bazıları da bundan suistifade ederek kıyam etmiş ve "ben beklenilen Süfyani’yim" diyerek bir grub insanı kandırmıştır.
[1] - Bihar-ul Envar, c.52, s.250.
[2] - Egani, c.16, s.171.
[3] - Tarih-i Taberi, c.7, s.25.