Mesih Deccal'in Çıkış Alametleri Hadisleri
Deccal Yahudi Milletindendir
Ebu Saîd el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle anlatıyor:
“Bir gün ibni Sâid’le baş başa kaldım. Ben onunla yalnız kalmaktan ürperti duymuştum. İbni Sâid şöyle dedi:
İnsanları, benim hakkımda söyledikleri sözlerden dolayı mazur görüyorum.
Bana ve size ne oluyor ey Muhammed’in ashabı! Allah’ın Nebisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Deccal Yahudi’dir’ demedi mi? Hâlbuki ben Müslüman oldum.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Onun çocuğu olmaz!’ demedi mi? Hâlbuki benim çocuğum olmuştur.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Allah ona Mekke ve Medine’yi haram kılmıştır!’ demedi mi? Bu ibni Sâid’e, küçükken şeytanlar gelirdi, kâhinlik yapardı. Suyun üzerinde bir taht gördüğünü, yani İblisin tahtını gördüğünü iddia ederdi. Sonra Müslüman olmuştur.”
Müslim 2927/90
Hadiste ismi geçen, ibni Sâid’e ibni Sayyad’da denilmiştir. Yani her iki isimle de anılmıştır Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında yaşamış ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadislerinde anlatılan Deccal’in kendisi olup olmadığı üzerinde tereddütlerin uyanmasına sebebiyet vermiş bir kişiliktir. Her ne kadar meşhur Deccal olmasa da onun Deccallerden bir Deccal olduğu kaydedilmektedir. Ömer (Radiyallahu Anh), onun Deccal olduğu üzerine yemin ederdi. Hatta onu öldürmek için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den izin bile istemiştir.
Müslim 2929/94
Fakat Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buna müsaade etmemiş, Deccal olduğu kabul edilse bile ölümünün Ömer (Radiyallahu Anh)’ın eliyle gerçekleşmeyeceğini bildirmiştir. İbni Sayyad, Medine Yahudilerindendi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Medine sokaklarında onunla yaptığı bir konuşma ilerideki hadislerde anlatılacaktır. O esnada ibni Sayyad henüz buluğ çağına girmemişti. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in önünde Nebi olduğunu iddia etme cüretini göstermişti. Bu iddia üzerine neden Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun öldürülmesini emretmemiştir? Bu soruya iki yönden cevap verilmektedir:
1) Henüz buluğ çağına girmiş değildi. Kadı Iyad, bu cevabı tercih etmiştir.
2) Hâdise Yahudilerle sulh antlaşması imzalandığı sıralarda vuku bulmuştur. El-Hattabi, Meâlimu’s-Sünen isimli kitabında kesin olarak bu ikinci cevap üzerinde durmaktadır. El-Hattabi onun buluğa erdikten sonraki durumu hakkında selefin ihtilaf ettiklerini ileri sürerek şöyle diyor:
Bir rivayete göre, bu sözünde tevbe etmiş ve Medine’de ölmüştür.
Abdullah ibni Ömer ile Cabir (Radiyallahu Anhum), ibni Sayyad’ın deccal olduğu üzere çekinmeden yemin ederlerdi. Cabir (Radiyallahu Anh)’a ‘ibni Sayyad Müslüman olmuştur’ denildiğinde ‘Müslüman olsa bile’ şeklinde cevap vermiş, ‘Mekke’ye girdi, Medine’de bulundu’ dediklerinde Cabir (Radiyallahu Anh) ‘buralara girmiş olsa bile’ dedi. Anlaşılan Cabir (Radiyallahu Anh) Müslümanlardan da deccal çıkabileceği görüşündedir.
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Bir gün Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Aralarında ibni Sayyad’ın da bulunduğu çocuklara uğradık. Çocuklar kaçtılar, ibni Sayyad oturdu. Sanki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan hoşlanmamıştı.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Elin topraklansın! Benim Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik eder misin?’ buyurdu.
İbni Sayyad:
−‘Hayır, aksine sen benim Allah’ın elçisi olduğuma şahitlik eder misin?’ dedi.
Bunun üzerine Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh):
−Ya Rasulallah! Beni bırak şunu öldüreyim, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Gördüğün kişi o ise, ona asla güç yetiremezsin!’ buyurdu.
Diğer bir rivayette:
“İçerisinde Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh)’ın da bulunduğu on kişilik bir grupla Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ibni Sayyad’a gittiler. Onu Beni Mugale kalesinin yanında çocuklarla oynarken buldular. İbni Sayyad, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle sırtına vuruncaya kadar onları hissetmemişti.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ibni Sayyad’a:
−‘Benim Allah Rasulü olduğuma şahitlik eder misin?’ buyurdu.
İbni Sayyad ona baktı ve:
−Senin ümmilerin Nebisi olduğuna şahitlik ederim, dedi.
Sonra:
−Sen benim Allah Rasulü olduğuma şahitlik eder misin? dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu bıraktı ve:
−‘Allah’a ve Rasullerine iman ettim’ buyurdu.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Ne görüyorsun?’ diye sordu.
İbni Sayyad:
−Bana doğru sözlü ve yalancı geliyor, dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘İş onun aleyhine karışık olmuştur’ buyurdu.
Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Senin için bir şey sakladım’ dedi.
O da:
−O, duh’tur, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Yıkıl git, haddini asla aşamayacaksın!’ buyurdu.
Bunun üzerine Ömer bin Hattab (Radiyallahu Anh):
−Ya Rasulallah! Bırak beni şunun boynunu vurayım, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Eğer bu, Deccal ise ona asla güç yetiremeyeceksin! eğer değilse onu öldürmekte sana bir hayır yoktur!’ buyurdu.”
Müslim 2930/95
İbni Sayyad burada kendisine gelen cinleri kasdediyor. Allah en iyisini bilendir. (Mütercim)
Deccal’in Yahudi milletinden olmasına delalet eden şeylerden biri de şudur ki: Deccal, İsfahan’dan çıktığı vakit oranın Yahudilerinden yetmiş bin kişi ona tâbi olacaktır.
Oraya İsbehan da denmiştir.
Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Deccal’e İsbehan Yahudilerinden yetmiş bin kişi tabi olacaktır. Onların başlarında ve omuzlarında miğfer vardır’ buyurdu.”
Müslim 2944/124
Ebu Saîd el-Hudri (Radiyallahu Anh)’ın ibni Sayyad ile birçok kıssası ve olayı vardır. Ebu Saîd (Radiyallahu Anh) şöyle anlatıyor:
“İbni Sayyad ile Mekke’ye kadar arkadaşlık ettim. Bana şöyle dedi:
−Bir takım insanlarla karşılaştım benim Deccal olduğumu iddia ediyorlar! Sen, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:
−‘Onun çocuğu olmaz!’ dediğini işitmedin mi? dedi.
Ben de:
−Evet, işittim, dedim.
İbni Sayyad:
−Kuşkusuz benim çocuğum oldu, dedi.
Sonra:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:
−‘O, Medine ve Mekke’ye giremez!’ dediğini işitmiş değil misin? dedi.
Ben de:
−Evet, işittim, dedim.
İbni Sayyad:
−Ben Medine’de doğdum ve işte Mekke’ye gidiyorum, dedi. Sözünün sonunda bana şunları söyledi:
−Ancak Allah’a yemin olsun ki, ben onun ne zaman nerede doğduğunu ve şu an nerede olduğunu elbette biliyorum, dedi.
Ebu Saîd (Radiyallahu Anh) diyor ki:
−Bu sözü beni hayret ve kuşkuya düşürdü.”
Müslim 2927/89
Buradan da anlaşılıyor ki, Yahudiler, Deccal’in nerede olduğunu biliyorlar. Onun haberlerini kendilerinden sonrakilere aktarıyorlar. Yahut onların şeytanlarla işbirliği içinde olan bilginleri bunu biliyor. Çünkü ibni Sayyad da İslam’a girmeden önce kendisine şeytanların geldiği biri idi.
Ebu Saîd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biz hacı yahut umreciler olarak Medine’den çıktık. Yanımızda ibni Sayyad da vardı. Sonra bir yerde konakladık. İnsanlar çevreye dağıldılar. İbni Sayyad ve ben yalnız kaldık. Onun aleyhinde söylenenlerden dolayı ben büyük bir korkuya kapılmıştım. Sonra ibni Sayyad azığını getirip benimkinin yanına koydu.
Ben:
−Sıcak çok şiddetlidir, keşke ağacın altına koysaydın, dedim. O da öyle yaptı. Sonra bir koyun sürüsü göründü. İbni Sayyad büyükçe bir kadeh süt getirdi ve:
−Ebu Saîd iç, dedi.
Ben:
−Sıcak çok şiddetlidir, süt de sıcaktır, dedim. Onun elinden içmeyi kerih görmemden başka bahanem yoktu.
İbni Sayyad dedi ki:
−Ebu Saîd, istedim ki bir ip alayım, onu bir ağaca bağlayayım, sonra insanların benim için söylediklerinden dolayı kendimi boğayım.
Ebu Saîd, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadisi kendisine gizli kalmış kimseler olabilir, ama siz Ensar topluluğuna gizli kalmamıştır. Sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadisini en iyi bilenlerden değil misin?
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Deccal, kâfirdir!’ buyurmadı mı? Ben Müslüman oldum.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘O kısırdır, çocuğu olmaz!’ demedi mi? Ben çocuğumu Medine’de bıraktım.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘O Medine ve Mekke’ye giremez!’ buyurmadı mı? Ben Medine’den geldim, işte Mekke’ye gidiyorum.
Ebu Saîd dedi ki:
−Neredeyse onu mazur görüyordum ki: ‘Allah’a yemin olsun ki ben Deccal’in, şu an nerede olduğunu biliyorum’ dedi.
Bunun üzerine ona şöyle dedim:
−Bundan sonraki günlerde helak, hüsran sana olsun.”
Müslim 2927/91
Deccal’in Çıkma Sebebi ve Çıkış Yeri
Deccal’in çıkış yeri, fitneler diyarı olan doğu topraklarıdır. Oranın ahalisinden Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bize anlattığı vasıfta insanlar ona tabi olacaktır. Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’ın naklettiğine göre, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
‘Deccal, doğuda Horasan denilen bir bölgeden çıkar. Yüzleri deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibi olan bir kavim ona tabi olur.’
İbni Mace 4072
Yüzlerinin deri üzerine deri kaplı kalkan gibi olması, Tatarların ve Türklerin vasfıdır. Çıkma sebebine gelince, mü’minlerin annesi Hafsa binti Ömer (Radiyallahu Anhuma)’nın naklettiğine göre, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmaktadır:
‘Deccal ancak kendisini kızdıran bir şey sebebiyle çıkar.’
Diğer bir rivayette Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
‘Deccal’i insanlar üzerine gönderecek ilk sebep, onu gazaba getirecek bir kızgınlıktır.’
Müslim 2932/98, 99
Biz Deccal’i kızdıracak şeyin ne olduğunu bilmiyoruz! Mescidu’l-Aksa’nın Yahudi işgalinden kurtulması mı? Yoksa dünyada Yahudilerin yönettiği Hristiyanlara karşı, Müslümanların zafer kazanmasıyla haçlı gücünün yok olması mı? Allah (Azze ve Celle) en iyi bilendir.
Ancak Deccal’i kızdıracak sebebin İslam ümmetinin iyiliğine olan bir iş olduğunu söyleyebiliriz. Allah-u Teâlâ’dan yakın zaferi müyesser kılmasını dileriz. Deccal zuhur ettiği zaman, hedefi Medine-i Münevvere olacaktır. Allah-u Teâlâ kendisinin bildiği bir sebepten dolayı orayı korumaktadır.
Muhtemelen Medine o zamanlar İslam ve Müslümanlar için bir kale ve sığınak olacaktır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu hadisinde bunu bize bildirmektedir:
“İslam, garip (kimsesiz) başladı ve başladığı gibi kimsesiz hale dönecektir! İslam, yılanın deliğinde kıvrılıp toplandığı gibi iki mescit arasında toplanır!”
Müslim 232/146
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Mesih’in (Deccal’in) hedefi Medine olduğu halde doğu tarafından gelir. Uhud dağının arkasına iner. Sonra melekler onun yüzünü Şam tarafına çevirirler ve orada helak olur’ buyurdu.”
Müslim 1380/486
Deccal’in, birçok geçidi olmasına rağmen Medine’ye girememesi, sahih hadislerde geldiği gibi melekler tarafından korunmasındandır.
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Medine’nin geçitleri üzerinde melekler vardır. Taun ve Deccal oraya giremez!’ buyurdu.”
Müslim 1379/485
Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Mekke ve Medine hariç Deccal’in uğramayacağı belde yoktur. Oraların her geçidinde koruyucu melekler vardır. Deccal (Medine civarında) çorak bir yere konaklar. Sonra Medine ahalisi ile birlikte üç kere sarsılır. Akabinde her kâfir ve münafık Deccal’e çıkar’ buyurdu.”
Buhari 1758
Bundan dolayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Medine’yi Taybe yani temiz diye isimlendirmiştir. Çünkü körüğün demirin kirini attığı gibi Medine de kirini dışarı atar.
Ebu Bekre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Medine’ye Mesih Deccal’in korkusu giremez! O gün Medine’nin yedi kapısı vardır ve her kapıda iki melek bulunur’ buyurdu.”
Buhari 1757
Mesih Deccal’in Sıfatı
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uzun uzadıya bahsettiği sözlerinde, Deccal’i bize dakik bir ifade ile anlatmıştır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
‘Ben size Deccal’den bahsettim, hatta onu anlamayacağınızdan korktum!’ Bu hadis ilerde gelecek… Deccal fitnesi büyük bir fitnedir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun hakkında şöyle buyurmuştur:
‘Ey insanlar! Allah, Âdem zürriyetini yarattığından beri yeryüzünde Deccal fitnesinden daha büyük bir fitne olmamıştır! Allah’ın gönderdiği her Nebi, ümmetini Deccal’den sakındırmıştır. Ben Nebilerin sonuncusuyum, siz de son ümmetsiniz. Şüphe yok o (Deccal) sizin içinizde çıkacaktır.’
İbni Mace 4077
Deccal’i ayırt eden en belirgin özellik; onun sağ gözünün şaşı, sol gözünün sönük ve iki gözünün arasında kâfir yazılı olmasıdır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in onu bize tarif eden hadisini okuyalım.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Ben size Deccal’i anlattım hatta onu anlamayacağınızdan korktum! Mesih Deccal; ayakları dengesiz ve çarpık, saçı oldukça kıvırcık, bir gözü kör olup ne yüksekçe ne de çukurca olan biridir. Eğer onun durumu size karışık gelirse biliniz ki sizin Rabbiniz kör değildir! Siz ölünceye kadar Rabbinizi göremeyeceksiniz!”
Ebu Davud 4320
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Allah’ın gönderdiği hiçbir Nebi yoktur ki, ümmetini Deccal hakkında uyarmış olmasın. Nuh da ondan sonraki Nebiler de kavimlerini uyarmıştır. O sizin aranızda çıkacaktır. Onun işinden hiçbir şey size gizli kalmamıştır. Rabbinizin kör olmadığı size gizli kalmamıştır. Deccal ise sağ gözü şaşıdır.(Diğeri) sanki içi çıkarılmış üzüm tanesi gibidir’ buyurdu.”
Buhari 7277
Yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Deccal’den haber vererek şöyle buyuruyor:
“Deccal; ‘ben sizin rabbinizim’ der. Siz ölünceye kadar Rabbinizi göremezsiniz! O, tek gözü kör biridir. Sizin Rabbiniz kör değildir! Onun iki gözünün arasında kâfir yazılıdır. Okuması olan yahut olmayan her mü’min o yazıyı okur.”
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Deccal’i rüyasında görmüş ve bize şöyle vasfetmiştir:
“Sonra bana bir adam gösterildi. Saçları kıvırcık, sağ gözü şaşı, diğeri içi çıkarılmış üzüm tanesi gibiydi. Ben ‘Bu kim?’ diye sordum. ‘O, Mesih Deccal’dir’ denildi.”
Müslim 169/273
Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Deccal’in sol gözü yoktur, üzerinde sadece zar vardır. İki gözü arasında kâfir yazılıdır!’ buyurdu.”
Müslim 2933/103
Deccal’in gözü cam gibi yeşil renktedir. Ubey bin Ka’b (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Deccal’in gözü cam gibi yeşildir!’ buyurdu.”
Ahmed 5/123, 124
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Deccal’i o dönemde yaşamış biri olan Huza’a kabilesinden Katan oğlu Abduluzza’ya benzeterek şöyle buyurmuştur:
“Daha sonra sağ gözü şaşı, çok kıvırcık saçlı, gördüğüm insanlardan en çok Katan’ın oğluna benzettiğim bir adam gördüm. Ellerini bir adamın omzuna koymuş, Kâbe’yi tavaf ediyordu. ‘Bu kimdir?’ diye sordum. ‘Mesih Deccal’dir’ dediler.”
Müslim 169/274
Burada şunu da anmamız uygundur ki, Deccal, Müslümanların İstanbul’u ikinci defa fethetmesinden sonra çıkacaktır. İlk fetih, Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed Han komutasındaki Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmişti.
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Rumlar A’mak yahut Dabık’a ininceye kadar kıyamet kopmaz. O gün onların karşısına yeryüzü ahalisinin hayırlılarından bir ordu çıkar. Saf saf dizildikleri vakit, Rumlar:
−Bizimle bizden esir alanların arasını boşaltın da onlarla savaşalım, derler.
Müslümanlar:
−Hayır, Allah’a yemin olsun ki sizinle kardeşlerimizin arasını asla boşaltmayız, derler. Bunun üzerine onlarla savaşırlar. Müslümanların üçte biri hezimete uğrar ki, Allah onların tevbesini kabul etmez, üçte biri öldürülür ki onlar Allah katında şehitlerin en faziletlisidir. Kalan üçte biri de fethe devam eder. Onlar asla fitneye düşmezler. İstanbul’u fethederler. Onlar ganimetleri taksim ederken kılıçlarını zeytin ağacına asmışlardır. Bu arada onların içinde şeytan:
−Deccal sizin ailelerinizin arasında çıktı, diye sayha atar. Bu haber yalan olduğu halde çıkarlar. Onlar Şam’a geldikleri vakit Deccal çıkar.
Diğer bir rivayette:
−Onlar ganimetleri taksim ederken, bir ses ‘Deccal çıktı’ diye nida eder. Onlar da her şeyi bırakıp dönerler’ buyurdu.”
Müslim 2897/34
A’mak ve Dabık; Suriye’nin Halep şehri yakınlarında iki mevki ismidir