Hz.Mehdi Annesi ve Doğumu Hakkında
Hz. MEHDİ (a.f.)'İN ANNESİ

Şehid'in naklettiğine göre bazdan, onun adının Meryem bint'ü Zeyd-il Aleviye olduğunu söylemişlerdir.[12]
Fakat Şehid, bunun zayıf bir ihtimal olduğunu belirtmiştir. Hz. Bakiyyetullah (a.f.)'ın doğumu hakkındaki rivayetlerin en meşhur ve en müstenedi olan Hakime hatunun rivayetinde onun adının Nergis olduğuna tekid edilmiştir.[13]
Bazı araştırmacıların görüşüne göre onun asıl adı Nergis'dir, fakat imam Cevad (a.s.)'ın kızı Hakime'nin, Saykel isminin dışındaki isimleri ona takmış olması muhtemeldir. O zamanın halkı cariyeleri memnun etmek için onlan değişik isimlerle çağırırlardı. Nergis, Reyhane ve Susen çiçek ismidirler.[14]
İMAM ZAMAN (a.f.)'İN DOĞUMU
İmam Hasan Askeri (a.s.)'ı kontrol altında tutmak için Samirra ve Bağdat'a hakim dan Abbasilerin yapmış olduğu faaliyetlerden dolayı, önemli bir mesele olan imam Zaman (a.f.)'in doğumu gizli tutulmalıydı. O hazretin doğumunun gizli tutulmasının bir başka nedeni de şuydu ki, o zamanlar İmam Zaman (a.f.)'in gaybet edeceği dillerde dolaşmaktaydı ve- Bern Abbas ise şianın imamet yolunu her nasıl olursa olsun kapatmak istiyordu
Şeyh Müfid, İmam Zaman (a.f.)'in yaşam tarihi hakkındaki yazısının başlarında şöyle demiş: O dönemdeki birtakım zorluklardan ve de Allah'ın son hüccetini bulmak için zamanın sultanının çok sıkı ve amansız bir arama operasyonu başlatmış olduğundan dolayı, O hazretin doğumu herkesten gizil tutuldu.[15]
Önceleri hidâyet imamlarından nakledilen rivayetlerde O hazretin esrarengiz doğumuna işaret edilmiş ve hatta bu, O'nu tanımanın delillerinden biri olarak tayin edilmişti.[16] On birinci İmam'ın oğlunu bulmak için Abbasilerin durmadan çalıştıkları tarih kitaplarının çoğunda yazılıdır.
Kum şehrinin vergisini toplamakla görevli olan Ahmed b. Übeydullah b. Hakan, İmam Askeri (a.s.)'m evinin aranması hakkında ayrıntılı bir bilgi vermiş ve bu arada dakik konulara değinmiştir. O şöyle diyor: İmam Askeri (a.s.)'ın rahatsız olduğu yayıldı.
Halife, babamı yanına çağırttı. Babam dar'ül hilafeye gidip halifenin güvendiği, itimad ettiği ve yakın memuru olan beş kişiyle birlikte döndü. Babam onlara, imam'ın evini gözetlemelerini ve O'nun her anından haberdar olmalarını emretti. Daha sonra da bazı doktorları çağırdı ve onlara, gece gündüz İmam'ın yanında durmalarını emretti, iki veya üç gün sonra İmam'ın durumunun kötüye gittiğini haber verdiler, ona. O da tabiblerin sıkı bir şekilde İmam'ı gözetlemelerini emretti.
Daha sonra kadıların reisine gidip, takva ve din açısından tamamen güvendiği on kişiyi gece gündüz İmam'ın evinde kalmaları için oraya göndermesini istedi. İmam (a.s.) dünyadan göçünceye kadar bu durum aynen devam etti. Bu hadiseden sonra halifenin emriyle İmam'ın evi dakik bir şekilde arandı, her şey mühürlendi ve ondan sonra da İmam'ın oğlunun bulunması için sıkı bir arama operasyonu başlatıldı. Bu doğrultuda cariyelerin hangisinin hamile olduğunu ortaya çıkarmak için cariyeler bile gözaltına alındı. Hamile olduğu hususunda şüphelendikleri bir cariyeyi bir odaya kapattılar ve hamile olmadığını anlayıncaya kadar odadan çıkarmadılar.
Daha sonra da İmam'ın bıraktığı mirası, annesi ve kardeşi Cafer arasında taksim ettiler. Bu rivayette bunlar anlatıldıktan sonra Cafer'in fırsat perestliğine ve kardeşi İmam Askeri (a.s.)'ın yerine geçmek istediğine işaret edilmiştir. Cafer, Übeydullah b. Hakan'dan, kendisini İmam Askeri (a.s.)'ın halifesi olarak tanıtmasını istedi ve o da Cafer'in bu isteğini reddetti.[17]
Başka bir rivayet şöyledir: İmam Askeri (a.s.)'ın dünyadan göçtüğünden haberdar olmayan Kum'da yaşayan bazı şialar, şer'i vücuhatı (şer'in tayin ettiği maddi borçlarını) ödemek için Samirra'ya geldiler. Samirra'ya girdikten sonra onları Cafer-i Kezzab'ın (yalancı) yanına götürdüler. Kum'dan gelen şialar önce Cafer'i imtihan etmek istediler ve bu amaçla da "Yanımızda getirdiğimiz paranın ne kadar olduğunu biliyor musun?" dediler.
Cafer, paranın miktarını bilmediğini söyledikten sonra "Sadece Allah gayıpdan haberdardır." dedi. Neticede Kum şiaları parayı ona vermekten çekindiler. Bu sırada biri gelip onlara bir ev gösterdi. Onlar da kendilerine gösterilen eve gittiler ve beraberinde getirdikleri paranın ne kadar olduğu kendilerine söylendi, onlar da getirdikleri parayı, paranın miktarını söyleyen şahısa teslim ettiler. Cafer bu durumu Mutamid'e bildirdi ve Mutamid'in emriyle İmam'ın evi ve hatta komşuların evleri yeniden arandı. İşte burada Sakil adında bir cariye, İmam Zaman (a.f.)'in canını korumak amacıyla hamile olduğunu söyledi. Bu cariye tutuklanıp götürüldü. İki sene gözaltında tutulduktan sonra hamile olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı.[18]
Cafer'in tahrikleriyle birlikte zamanın halifesi tarafından gösterilen bu .şiddetli hassasiyetin tek nedeni, on ikinci İmam'ı kontrol altına alamasalar bile, en azından İmam Hasan Askeri (a.s.)'ın oğlunun olmadığını duyurabilmeleriydi.
İşte bu nedenle de daya bir hakikat süsü vermek için güvendikleri kişileri imam'ın evine yerleştirmişlerdi ve böylelikle de şiaları bir başıboşluk ve teklifsizlik içinde bırakmak istiyorlardı. Şeyh Tusi bu rivayetin devamında şunları da eklemiştir: Onların İmam'ın evine yerleştirilen güvenilir adamları O hazretin öldüğüne şehadet ettiler.[19]
Ancak hakikat şu ki, bu konu hakkında önceden hazırlanmış düzenli ve dakik bir plan doğrultusunda O hazretin veladet meselesi halkın gözünden ve hatta şiaların büyük bir bölümünden gizli tutulmuştu. Bununla birlikte bu mesele pek de sorun yaratmadı.
Kaynak:
[11] Gaybet (Şeyh Tusi), 241
[12] Bihar'ul Envar, c: 51, s: 28.
[13] Bihar'ul Envar, c: 51, s: 2.
[14] Onikinci İmam'ın Gaybetinin Siyasi Tarihi, s: 114.
[15] İrşad (Şeyh Müfid), s: 345.
[16] Müntabah-ül Eser, s: 287-288.
[17] Kafi c1 s505- 506
[18] İkmal'üd Din, s: 473
[19] Gaybet (Şeyh Tusi), s: 132.