2 Ekim 2016 Pazar

Deccal Nedir - Deccal Kimdir - Deccalin Özellikleri Nelerdir


Ahir zamanla alakalı rivayetlerde geçen önemli şahıslar: Deccal, Mehdî ve Hz. İsa... Birincisi din, îman, ahlâk, fazilet ve insanlık namına ne varsa tahrip eden, istibdat, zulüm ve terör estiren, diğerleri de ona karşı çetin bir mücadele veren üç insan... İşte Deccalın icraatını ortaya döktüğü böyle korkunç bir dönemde Mehdî ve İsa (a.s.) iştiyakla beklenmeye başlar. Bu mânevî kurtarıcılar inançsızlığa büyük darbeler indirerek inananlar için en büyük dayanak; güç, moral ve ümit kaynağı olurlar.

Resûl-ü Ekrem (a.s.m.) hem Büyük Deccal, hem de İslâm Deccalı Süfyan'dan bahsetmiştir. Halbuki bunların özellikleri, sıfatları ayrı ayrıdır. Rivayetlerde bir sınırlama olmadığı, mutlak bırakıldığı için birkısım râvî ve âlimler birini diğerine karıştırmış, birini öteki zannetmişlerdir. Bu bakımdan müteşabih hadis hükmüne geçmektedir.

Deccal

Rivayetlerde Deccalın çıkışı, kâinatın en korkunç hadiselerinden birisi olarak gösterilmiştir. Bundan dolayıdır ki Peygamberimiz (a.s.m.), ümmetine özellikle onu haber vermiş, fitnesinden sakınmış ve ümmetini de sakındırmıştır.

"Hz. Adem'in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (diğer bir rivayette daha büyük bir fitne) yoktur."(1)
buyurmakla da, onun tahribatının dehşet ve büyüklüğünü nazara vermiştir. Başka bir hadis-i şeriflerinde ise onun şerrinin şeytandan daha etkili olduğunu bildirirler.(2) Sadece Resûl-i Ekremin (a.s.m.) değil, istisnasız bütün peygamberlerin ümmetlerini ondan sakındırması,(3) Firavunların, Nemrudların fitnesinin onun fitnesi yanında küçük kalacağına dikkatleri çekmek içindir.

Deccalın şerri öylesine büyüktür ki, Peygamberimizin (asm) bildirdiğine göre o çıktığında, korkudan, onun şerrinden kurtulmak için insanlar dağlara kaçma zorunda kalacaklardır.(4)

Şer ve fitnesinin büyüklüğü, dehşeti sebebiyledir ki, Allah Resûlü (asm) çoğu zaman olduğu gibi, ana hatlarıyla İslâmın bir özetini verdiği Veda Haccında okuduğu Veda Hutbesinde de Deccaldan bahsetmeyi gerekli görmüş, diğer peygamberler gibi, o da ümmetini uyarmıştır.(5)

Deccal, Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen mânâya göre Deccal, "yalancı, hîlekâr; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile bâtılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid ve mel'ûn bir kişidir."

Bir hadis-i şerifte, özellikle onun, "yalancı, dalâlete sürükleyici"(6) özelliğine dikkat çekilmiştir.

Deccal, aldatıcı ve inkârcı, dehşetli fitne dolaplarını döndüren bir kimsedir. Fitnesinin en dehşetli tarafı, dinsizliğe dayalı bir sistem kurup insanları îmansız yaparak hem dünya, hem de ebedî hayatlarını mahvetmeye çalışmasıdır. O, ateizme, ahlâksızlığa, yalana dayanan saltanatını tek başına değil, kendisine gönül veren komitesiyle, temsil ettiği kâfirane ve münafıkâne sistemiyle birlikte yürütür.

Deccala, "Mesih" kelimesi eklenerek Mesih-i Deccal da denilir. Onun bu ünvanla anılmasının sebebi, gözlerinden birinin silik olmasıdır. Sözlüklerde Mesihe değişik bir çok mânâlar verilmiştir. Deccala sıfat olabilecek tarzdaki bu mânâlardan bir kısmı şöyledir: Yüzünün bir tarafında kaşı ve gözü olmayan, yaratılıştan bozuk, kötü, uğursuz, yalancı, çok öldüren.

Bir hadis-i şerifte ondan, "Mesihü'd-Dalâle," "Sapıklık Mesihi" diye söz edilir.(7)

Süfyan

Bir hadis-i şerifte,

"Âhir zamanda bir adam çıkacak ve ona Süfyan denilecek"(8)
buyurulmaktadır. Mahiyeti ise, "Sahih hadislerde bildirildiğine göre âhir zamanda gelecek ve ümmete karanlık günler yaşatacak, şeâir-i İslâmiyeyi tahribe çalışacak dehşetli ve münafık bir şahıstır."(9)

Çoğu kere onun harikalıklarından bahsedilir. Bu arada komutanlığına da dikkat çekilir.(10)

Büyük Deccal, dinsizliği program edinip daha çok Hristiyanlığa savaş açarken, İslâm Deccalı Süfyan, Allah katında yegâne hak din olan İslâma hem de açıkça savaş açmaktadır. Onun için de daha dehşetli görülmüştür. Elbette, yürürlükten kalkmış ve tahrif edilmiş bir dini terk etmek hak, ebedî ve hükmü devam eden bir dine ihanet etmek derecesinde gayretullaha dokunmayacaktır.(11)

Deccal hakkında tevatür var

İlim adamlarının çoğu Deccal hakkında tevatür bulunduğunu, inkârının mümkün olmadığını söylerler.(12) Hatta bu konuda Allame Şevkanî, "Beklenen Mehdî, Deccal ve Mesih Hakkında Gelen Rivayetlerin Tevatür Derecesine Ulaştığının Açıklanması" adında bir kitap bile yazmıştır. Şevkanî, bu eserinde Mehdî ve İsa Aleyhisselâmın inişi hakkındaki hadislerin olduğu gibi Deccal hakkında rivayet edilen hadislerin de tevatüre ulaştığını anlatır.(13)

İbni Mende, Deccalın çıkışına inanmanın vacip olduğunu söyler.(14) Onun geleceğini inkâr etmek ise en azından dalâlettir.

Süfyanla ilgili hadis var mıdır?

Şüphesiz vardır. Hem de pek çok vardır. Yoktur demek ya cehaletten, ya da kasıttan kaynaklanır. Bediüzzaman, mahkemede savcının, "Süfyan'la ilgili hadis yoktur." şeklindeki iddiâsını cevaplandırırken bu gerçeğe dikkat çekmişti:

"'Süfyan'a dâir hiçbir hadis yoktur; varsa mevzûdur' diyen müddeî, hiç hadis kitaplarını okumadığı, belki Kur'ân'ın sûrelerinin ne kadar olduğunu bilmediği halde, biri bir milyon, diğeri beş yüz bin hadisi hıfzına alan İmam-ı Ahmed İbni Hanbel ve İmam-ı Buharî gibi müçtehidlerin, böyle küllî ve umûmî bir tarzda cesaret edemedikleri halde, o müddeî, küllî bir sûrette ve umûmî bir tarzda 'Süfyan hakkında hiçbir hadis yoktur, varsa mevzûdur' demesiyle, haddinden binler defa tecavüz edip, büyük bir hatayı irtikâb etmiş. Farz-ı muhal olarak, hadis de olmasa, ümmet-i İslâmiyede bir hakikat-i içtimâiye ve müteaddit defalar eseri görülmüş, vâkî ve hak bir hâdise-i istikbaliyedir."(15)

Deccalların sayısı çoktur. Her asrın deccalları vardır. Bir hadis-i şeriften bunların sayısının otuzu bulacağını öğreniyoruz.(16)

Bunlar arasında âhir zaman deccallarının apayrı yeri vardır. Çünkü daha dehşetlidirler. Bunlar da iki tanedir. Biri, büyük Deccal'dır, dünya çapında çıkar; diğeri de İslâm Deccalıdır. Buna -ki Hz. Ali(17) ve bir kısım ehl-i tahkik Süfyan demişlerdir(18) ve Hz. Ali (ra) hep bu Deccalden bahsetmiştir.(19) Süfyan Müslümanlar içinde çıkacak ve aldatmakla iş görecektir.

Deccalla ilgili Buharî ve Müslim dahil birçok hadis kitabında çokça sahih hadis bulunmaktadır. Doğrusu Deccalın vasıfları ve icraatı hariç, geleceğiyle ilgili hiçbir tartışma bulunmamaktadır.

Öyleyse Deccalın geleceği ne kadar kesinse Mehdî'nin gelişi de o ölçüde kaçınılmazdır. Çünkü zehir panzehirsiz düşünülemez. Nemrudu Hz. İbrahim (as)'siz, Firavunu Hz. Musa' (as)sız düşünemeyeceğimiz gibi Deccalı da Mehdîsiz düşünemeyiz. Deccal varsa Mehdî de vardır.

Hiç akıl kabul eder mi ki, Deccal meydanı boş bulup alabildiğine at oynatsın, maddî ve mânevî istediği her türlü tahribatı yapsın, bâtılları yerleştirmeye çalışsın da onun karşısında duracak, onunla mücadele edecek, tahribatını engelleyip hakkın yerleşmesini sağlayacak kimseler bulunmasın. Bunu akılla, mantıkla, ilimle, dinle bağdaştırmak mümkün değil, âdetullaha da ters düşer. Bediüzzaman'ın dediği gibi,

"Cenab-ı Hak kemâl-i rahmetinden, şeriat-ı İslâmiyenin ebediyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında bir muslih veya bir müceddit veya bir halife-i zîşan veya bir kutb-u âzam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevî Mehdî hükmünde mübarek zâtları göndermiş; fesadı izâle edip, milleti ıslah etmiş, din-i Ahmedîyi (a.s.m.) muhafaza etmiş. Mâdem âdeti öyle cereyan ediyor; âhir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddit, hem hâkim, hem Mehdî, hem mürşid, hem kutb-u âzam olarak bir zât-ı nurânîyi gönderecek ve o zât da Ehl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır."(20)

Kaynaklar:

(1) Müslim, Fiten: 126.
(2) Ramûzü'l-Ehadis, s. 518.
(3) Buharî, Fiten: 26; Müslim, Fiten: 101.
(4) Müslim, Fiten: 125; Tirmizî, Kitabü'l-Menakıb: 70.
(5) Buharî, Kitabü'l-Meğazî: 64.
(6) Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I-VI (Kahire: 1313), 5:372.
(7) el-Heytemî, Mecmaü'z-Zevâid-I-VIII (Beyrut: 1403/1982), 7:348.
(8) Hakim en-Nisaburî, Ebû Abdullah Muhammed, Müstedrek, I-IV (Beyrut: Dâru'l-Marife, ts.), 4:520; Kenzü'l-Ummal, 14:272.
(9) Alâeddin el-Müttekì bin Hüsameddin bin İsmail el-Hindî, Kenzü'l-Ummal (Beyrut: 1989), 11:125; Bursalı İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan fî Tefsîri'l-Kur'ân, I-X (İstanbul: 1330), 8:197.
(10) Müslim, Fiten: 125.
(11) Nursî, Sözler, s. 158.
(12) el-Münavî, Feyzü'l-Kadîr (Beyrut: 972), 3:537; Said Havva. el-Essas fi's-Sünne-İslâm Akàidi. çev. M. Ahmed Varol, Orhan Aktepe v.d. (İstanbul: Aksa Yayın-Pazarlama, 1992), 9:335.
(13) Sıddık Hasan Han, el-İzaa, s. 114; Said Havva, el-Essas fi's-Sünne, 9:335-336.
(14) Sarıtoprak, A.g.e., s. 67.
(15) Şuâlar, s. 360.
(16) Buharî, Fiten: 25; Menakıb: 25; Müslim, Fiten, 84; Ebû Davud, Fiten: 1.
(17) Gazalî, A.g.e., 1:59
(18) Berzencî, el-İşâa fî Eşrâti's-Sâa, s. 95-99; Muhtasar u Tezkireti'l-Kurtubî, s. 133-134; Şuâlar, s. 501, 504.
(19) Şuâlar, s. 501.
(20) Mektûbât, s. 425

Deccal Kimdir?

Deccal, دجَلَ “de-ce-le” kökünden türemedir. Yalan söylemek, bir şeyi bir şeye karıştırmak, gizlemek ve örtmek manalarına gelir. Kıyamet saatinin büyük alametlerinden biri de Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Deccal ismini verdiği bir şahsın ortaya çıkışıdır. Deccal’e bu isim, hakkı örttüğü ve çok yalan söylediği için verilmiştir.

Deccal’in bir diğer ismide Mesih’dir. Mesih kelimesinin 50 tane manası vardır. Bunların içinde ‘doğru söyleyen’ ile ‘saptıran yalancı’ gibi birbirinin zıddı manalar da vardır! Allah-u Teâlâ iki tane mesih yaratmıştır ki, biri diğerinin zıddıdır. Mesih İsa (Aleyhisselam) doğru söyleyen ve insanlara doğru yolu gösterendir.

Mesih Deccal ise, insanlık için yaratılmış en büyük fitnelerden birisi olup çok yalan söyleyen ve insanları saptırandır. Ona Mesih denme sebebi, iki gözünden birinin silik olması veya yeryüzünün tamamını kırk günde dolaşarak ayak basmadık bir yer bırakmayacak olması da olabilir.

Deccal ise, mübalağalı ism-i fail olup anlamı, görülmemiş ve duyulmamış yalanlar söyleyerek hakkı batıla karıştıran, gerçeği ters çeviren demektir.

Deccal hakkında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hadislerine baktığımız zaman:

Deccal, Yahudilerden bir adamdır. Bu ümmetin sonunda ortaya çıkar ve hakkı batılla karıştırıp hakkı gizlemeye çalışır. Deccal, taraftarlarıyla yeryüzünü karıştırır ve küfrünü insanlardan gizli tutar.

Deccal, Rab olduğunu iddia eder. İşte bundan dolayı yalancılığı ile isim almıştır. Deccal, insanlara olayları karışık göstermesinden ve batılı örtüp onu süslü göstermesinden dolayı bu şekilde isimlendirilmiştir.

Deccal kendisinin ilahlığını ilan edip, Allah’ın izni ve imtihan gereği olağanüstü şeyler göstererek insanları dinlerinde fitneye düşürecektir! Bazı insanlar onun fitnesine kanıp yolunu saptırırken, Allah, iman edenleri iman üzere sabit kılacaktır. Bu sebeple de mü’minler onun yalan ve fitnesine aldanmayacaklardır.

Daha sonra Allah-u Teâlâ, İsa (Aleyhisselam)’ı indirerek onu ve fitnesini ortadan kaldıracaktır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den Deccal’le ilgili rivayet edilen hadislerden bir kaçını burada zikredersek onu tanımamıza yardımcı olur.

Deccal Yahudi Milletindendir!

(1) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal, Yahudi’dir, onun çocuğu olmaz! Allah, ona Mekke ve Medine’yi haram kılmıştır!”

Müslim 2927/90

(2) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal, kâfirdir! O kısırdır, çocuğu olmaz! O Medine ve Mekke’ye giremez!”

Müslim 2927/91

(3) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’e İsbehan Yahudilerinden yetmiş bin kişi tabi olacaktır. Onların başlarında ve omuzlarında miğfer vardır.”

Müslim 2944/124

Deccal’in Çıkma Sebebi ve Çıkış Yeri

(4) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Deccal, doğuda Horasan denilen bir bölgeden çıkar. Yüzleri deri üzerine deri kaplanmış kalkanlar gibi olan bir kavim ona tabi olurlar.”

İbni Mace 4072

Yüzlerinin deri üzerine deri kaplı kalkan gibi olması, Tatarların ve Türklerin vasfıdır. Deccal’in çıkma sebebine gelince, mü’minlerin annesi Hafsa (Radiyallahu Anha) şöyle nakletmektedir.

(5) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal ancak kendisini kızdıran bir şey sebebiyle çıkar. Deccal’i insanlar üzerine gönderecek ilk sebep, onu gazaba getirecek bir kızgınlıktır.”

Müslim 2932/98, 99

Deccal’i kızdıracak şeyin ne olduğunu bilmiyoruz. Mescidu’l-Aksa’nın Yahudi işgalinden kurtulması mı? Yoksa dünyada Yahudilerin yönettiği Hristiyanlara karşı, Müslümanların zafer kazanmasıyla haçlı gücünün yok olması mı? Allah (Azze ve Celle) en iyi bilendir.

Ancak Deccal’i kızdıracak sebebin İslam ümmetinin iyiliğine olan bir iş olduğunu söyleyebiliriz. Allah-u Teâlâ’dan yakın zaferi müyesser kılmasını dileriz. Deccal’in ortaya çıktığı zaman hedefi Medine-i Münevvere olacaktır. Allah-u Teâlâ kendisinin bildiği bir sebepten dolayı orayı korumaktadır.

Muhtemelen Medine o zamanlar İslam ve Müslümanlar için bir kale ve sığınak olacaktır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu hadisinde bunu bize bildirmektedir.

(6) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İslam, garip (kimsesiz) başladı ve başladığı gibi kimsesiz hale dönecektir. İslam, yılanın deliğinde kıvrılıp toplandığı gibi iki mescid arasında toplanır.”

Müslim 232/146

(7) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’in hedefi Medine olduğu halde doğu tarafından gelir. Uhud dağının arkasına iner. Sonra melekler onun yüzünü Şam tarafına çevirirler ve orada helak olur.”

Müslim 1380/486

(8) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Mekke ve Medine hariç Deccal’in uğramayacağı hiç bir belde yoktur. Oraların her geçidinde koruyucu melekler vardır. Deccal (Medine civarında) çorak bir yere konaklar. Sonra Medine ahalisi ile birlikte üç kere sarsılır. Akabinde her kâfir ve münafık Deccal’e (beraber) çıkar. ( Ve ona katılır.)”

Buhari 1758

(9) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Medine’ye Deccal’in korkusu giremez! O gün Medine’nin yedi kapısı vardır ve her kapıda iki melek bulunur.”

Buhari 1757

Deccal’in Sıfatı

(10) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Allah, Âdem zürriyetini yarattığından beri yeryüzünde Deccal’in fitnesinden daha büyük bir fitne olmamıştır! Allah’ın gönderdiği her Nebi, ümmetini Deccal’den sakındırmıştır! Ben Nebilerin sonuncusuyum, siz de son ümmetsiniz. Şüphe yok ki o (Deccal) sizin içinizde çıkacaktır.”

İbni Mace 4077

Deccal’i ayırt eden en belirgin özellik; onun sağ gözünün şaşı, sol gözünün sönük ve iki gözünün arasında kâfir yazılı olmasıdır.

(11) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Ben size Deccal’i anlattım hatta onu anlamayacağınızdan korktum. Deccal; ayakları dengesiz ve çarpık, saçı oldukça kıvırcık, bir gözü kör olup ne yüksekçe ne de çukurca olan biridir. Eğer onun durumu size karışık gelirse biliniz ki sizin Rabbiniz kör değildir! Siz ölünceye kadar Rabbinizi göremeyeceksiniz!”

Ebu Davud 4320

(12) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanlar içerisinde ayağa kalktı, Allah’ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra Deccal’ı zikredip şöyle buyurdu:

“Ben sizi onun şerrinden sakındırıyorum. Nebilerin hepsi kavmini Deccal’in şerrinden korkutup sakındırmıştır. Yemin olsun Nuh da kendi kavmini Deccal’den sakındırmıştır. Ancak ben size hiçbir Nebinin söylemediği bir şey söyleyeceğim. İyi bilin ki Deccal şaşıdır; Allah ise şaşı değildir!”

Başka bir hadiste ise, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“...Muhakkak ki onun iki gözünün arasında Kâfir yazılıdır. Onun amelini kerih görüp sevmeyen herkes, o yazıyı okur. Yahut her mü’min o yazıyı okur. Bundan sonra şunu kesin olarak bilin ki, sizden hiç kimse ölünceye kadar aziz ve celil olan Rabb’ini göremeyecektir!”

Buhari 2850, Müslim 2931/169

(13) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah’ın gönderdiği hiçbir Nebi yoktur ki, ümmetini Deccal hakkında uyarmış olmasın! Nuh da ondan sonraki Nebiler de kavimlerini uyarmıştır. O sizin aranızda çıkacaktır. Onun işinden hiçbir şey size gizli kalmamıştır. Rabbinizin kör olmadığı size gizli kalmamıştır. Deccal ise sağ gözü şaşıdır.(Diğer gözü ise) sanki içi çıkarılmış üzüm tanesi gibidir.”

Buhari 7277

(14) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal; ‘ben sizin Rabbinizim’ der. Siz ölünceye kadar Rabbinizi göremezsiniz! O, tek gözü kör biridir. Sizin Rabbiniz kör değildir! Onun iki gözünün arasında kâfir yazılıdır. Okuması olan yahut olmayan her mü’min o yazıyı okur.”

(15) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Deccal’i rüyasında görmüş ve bize şöyle vasfetmiştir:

“Sonra bana bir adam gösterildi. Saçları kıvırcık, sağ gözü şaşı, diğeri içi çıkarılmış üzüm tanesi gibiydi. Ben ‘Bu kim?’ diye sordum. ‘O, Deccal’dir’ denildi.”

Müslim 169/273

(16) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’in sol gözü yoktur, üzerinde sadece zar vardır. İki gözü arasında kâfir yazılıdır.”

Müslim 2933/103

(17) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’in gözü cam gibi yeşildir.”

Ahmed 5/123, 124

(18) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“…Daha sonra sağ gözü şaşı ve çok kıvırcık saçlı, gördüğüm insanlardan en çok Katan’ın oğluna benzettiğim bir adam gördüm. Ellerini bir adamın omzuna koymuş, Kâbe’yi tavaf ediyordu. ‘Bu kimdir?’ diye sordum. ‘Deccal’dir’ dediler.”

Müslim 169/274

Deccal, Müslümanların İstanbul’u ikinci defa fethetmesinden sonra ortaya çıkacaktır. İlk fetih, Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed Han komutasındaki Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmiştir.

(19) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Rumlar A’mak yahut Dabık’a ininceye kadar kıyamet kopmaz! O gün onların karşısına yeryüzü ahalisinin hayırlılarından bir ordu çıkar. Saf saf dizildikleri vakit, Rumlar:

−Bizimle bizden esir alanların arasını boşaltın da onlarla savaşalım, derler.

Müslümanlar:

−Hayır, Allah’a yemin olsun ki sizinle kardeşlerimizin arasını asla boşaltmayız, derler. Bunun üzerine onlarla savaşırlar. Müslümanların üçte biri hezimete uğrar ki, Allah onların tevbesini kabul etmez, üçte biri öldürülür ki onlar Allah katında şehitlerin en faziletlisidir. Kalan üçte biri de fethe devam eder. Onlar asla fitneye düşmezler. İstanbul’u fethederler. Onlar ganimetleri taksim ederken kılıçlarını zeytin ağacına asmışlardır. Bu arada onların içinde şeytan:

−Deccal sizin ailelerinizin arasında çıktı, diye sayha atar. Bu haber yalan olduğu halde çıkarlar. Onlar Şam’a geldikleri vakit Deccal çıkar.

Diğer bir rivayette ise Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−Onlar ganimetleri taksim ederken, bir ses ‘Deccal çıktı’ diye nida eder. Onlar da her şeyi bırakıp dönerler.”

A’mak ve Dabık; Suriye’nin Halep şehri yakınlarında iki mevki ismidir.

Müslim 2897/34

(20) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“…Sizden kim Deccal’e yetişirse, ona Kehf suresinin ilk ayetlerini okusun. Deccal, Şam ile Irak arasında bir mevkide çıkar. Sağa gider ifsat eder, sola gider ifsat eder. Ey Allah’ın kulları! Sebat edin!”

Biz:

−Ey Allah’ın Rasulü! Deccal yeryüzünde ne kadar kalır? diye sorduk.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Kırk gün kalır. Birinci günü bir sene gibi, ikinci günü bir ay gibi, üçüncü günü Cuma’dan diğer Cuma’ya kadar, diğer günleri sizin günleriniz gibidir.” (Yani 439 gün)

Biz:

−Ya Rasulallah! O bir senelik günde bir günün namazı kâfi gelir mi? diye sorduk.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Hayır, siz o bir senelik gün için namaz vakitlerini ölçerek tayin ediniz!”

Biz:

−Ya Rasulallah! Deccal’in yeryüzündeki hızı ne kadardır? diye sorduk.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Rüzgârın yönlendirdiği yağmur gibidir. Deccal bir kavme gelir, onları davet eder. Onlar da davetine icabet edip ona iman ederler. Bunun üzerine Deccal semaya emreder onlara yağmur yağdırır, yere emreder onlara nebatat bitirir. O kavmin otlağa çıkmış hayvanları akşam olunca zirveleri en yüksek, böğürleri daha geniş ve memeleri sütten dopdolu olarak dönerler.

Sonra Deccal başka bir kavme gelir, onları davet eder. Onlar Deccal’i reddedip iman etmezler. Deccal onları bırakıp gider. O kavim kuraklığa ve kıtlığa uğramış olarak sabahlar, malları ellerinden gider. Deccal bir harabeye uğrar ve ‘hazinelerini çıkar’ der. Bunun üzerine o harabenin hazineleri, arıların arıbeyinin arkasından takip etmesi gibi onu takip ederler.

Sonra Deccal, gençlik dolu bir adamı çağırır, ona kılıçla vurup iki parçaya ayırır. Her bir parçayı ok atımı mesafesinde uzaklaştırır. Sonra onu çağırır, o genç güler halde yüzü parlayarak gelir. Deccal bu şekilde iken Allah azze ve celle Meryem oğlu İsa’yı gönderir. İsa aleyhisselam, Dimeşk’in doğusunda “Beyaz Minare” denilen mevkide herd ile boyanmış iki parça elbise içinde ellerini iki meleğin kanatlarına koymuş bir halde iner. Başını öne eğse su damlatır, yukarı kaldırsa inci tanesi gibi su bulunur. İsa’nın nefesinin rüzgârını hisseden hiçbir kâfir yaşayamaz! Onun nefesinin rüzgârı göz alabildiğincedir. İsa aleyhisselam, Deccal’i arar, nihayet ona Lüdd kapısında yetişir ve onu öldürür.

Sonra Meryem oğlu İsa aleyhisselam’a Allah’ın Deccal’den koruduğu bir kavim gelir. İsa aleyhisselam, onların yüzünü sıvazlar ve cennetteki derecelerini onlara söyler. Onlar bu durumda iken Allah azze ve celle, İsa aleyhisselam’a:

−‘Bana ait bir takım kullar çıkardım ki onlarla savaşmaya kimsenin kudreti yoktur! Sen kullarımı Tur dağında muhafaza et’ diye vahyeder. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ, Ye’cuc ve Me’cuc kavmini gönderir. Onlar her tepeden süratle inerler. Onların ilkleri Taberiye gölüne uğrar ve içmeye başlarlar. Onların sonları göle uğradıklarında:

−Andolsun ki bir zamanlar burada su vardı, derler. Allah’ın Nebisi İsa aleyhisselam ve ashabı, Tur dağında mahsur kalırlar. O zaman onlardan birinin yiyecek olarak bir sığır başı olması, sizden birinin şu anda yüz dinarı olmasından iyidir. Sonra Allah’ın Nebisi İsa aleyhisselam ve ashabı, Allah’a dua ederler. Bunun üzerine Allah azze ve celle Ye’cuc ve Me’cuc kavminin boyunlarına negaf denilen kurtlardan gönderir. Hepsi de tek bir kişinin ölmesi gibi ölü olarak sabahlarlar.

Sonra İsa aleyhisselam ve ashabı yeryüzüne inerler. Yeryüzünde onların cesetlerinden ve pis kokularından dolmamış bir karış dahi yer bulamazlar. Sonra İsa aleyhisselam ve ashabı yine Allah’a dua ederler. Allah azze ve celle develerin boyunlarına benzeyen kuşlar gönderir. Kuşlar onların cesetlerini Allah’ın dilediği bir yere taşırlar. Sonra Allah azze ve celle bir yağmur gönderir, balçıktan ve kıldan yapılan hiçbir ev kalmaz, hepsi dümdüz olur. O yağmur yeryüzünü yıkar, hatta ayna gibi yapar.

Sonra yeryüzüne:

−‘Meyvelerini, nebatatını bitir bereketlerini getir’ denilir. O vakit, bir topluluk, cemaat tek bir nar meyvesinden yerler ve onun kabuğunda gölgelenirler. Sütler de bereketlenir. Sağmal bir devenin sütünden büyük bir kalabalık içerler, sağmal bir ineğin sütünden bir kabile içer, sağmal bir koyunun sütünden bir oymak içer. Onlar bu şekilde iken Allah-u Teâlâ tatlı bir rüzgâr gönderir. Bu rüzgâr onların koltuk altlarından girer, her mü’min ve Müslümanın ruhunu kabzeder ve insanların en şerlileri kalır. Onlar eşeklerin ilişkiye girmesi gibi insanların gözü önünde ilişkiye girerler.”

Müslim 2937/110, Tirmizi 2341

(21) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’in tek gözü kördür. Onun yanında cennet ve ateş benzetmesi vardır. Onun cennet dediği ateşin ta kendisidir…”

Müslim 2934/104

(22) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Deccal çıktığında kendisiyle beraber cennet ve ateş vardır. İnsanların ateş olarak gördükleri soğuk bir sudur. İnsanların su olarak gördükleri ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim ona yetişirse ateş olarak gördüğüne gitsin, çünkü o soğuk ve tatlı bir sudur.”

Buhari 3264

(23) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Ben, Deccal ile beraber olanı ondan daha iyi bilirim. Onun yanında akar iki nehir vardır. Onlardan biri dış görünüş itibarıyla beyaz bir sudur, diğeri alevlenmiş bir ateştir. Sizden biri ona yetişirse ateş olarak gördüğü nehre gelsin. Sonra başını daldırıp ondan içsin, çünkü o, soğuk bir sudur. Deccal’in sol gözü yoktur, üzerinde kalın bir perde vardır. İki gözü arasında kâfir yazılıdır. Okuması olan olmayan her Müslüman o yazıyı okur.”

Müslim 2934/105

(24) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Kim, Deccal’i duyarsa ondan uzak dursun! Allah’a yemin olsun ki, bir adam ona kendisinin mü’min olduğunu sanarak gider, onun attığı şüphelerden ona tabi olur!”

Ebu Davud 4319

(25) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Deccal kendisine haram olduğu halde Medine geçitlerine gelir. Medine yakınlarındaki bir takım çorak toprağa konaklar. O gün insanların en hayırlısı olan yahut hayırlılarından biri olan bir kimse ona şöyle der:

−Şahitlik ederim ki sen Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bize bahsettiği Deccal’sin!

Deccal insanlara:

−Bunu öldürsem sonra da diriltsem, rabliğimden şüphe eder misiniz? der.

İnsanlar:

−Hayır, derler. Onu öldürür, sonra diriltir.

O genç:

−Allah’a yemin olsun ki, bugün senin hakkında daha fazla kanaat sahibiyim, der. Bunun üzerine Deccal onu öldürmek ister ama buna güç yetiremez!”

Buhari 6981

(26) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Deccal zuhur eder. Mü’minlerden bir adam ona doğru yönelir.

Deccal’in askerleri:

–Nereye gitmek istiyorsun? diye sorarlar.

O genç:

−Şu çıkana gidiyorum, der.

Onlar:

−Yoksa sen bizim rabbimize iman etmiyor musun? derler.

O genç:

−Rabbimizde gizlilik yoktur, der.

Bunun üzerine:

−Onu öldürün, derler. Sonra onlardan bir kısmı diğerlerine:

−Rabbiniz kendisinin haberi olmadan birini öldürmenizi yasaklamadı mı? derler. Onu Deccal’e götürürler.

Mü’min onu gördüğü vakit:

−Ey insanlar! Bu, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bize haber verdiği Deccal’dir, der. Deccal emreder, o mü’min karnı üzere yere yatırılır. Döve döve sırtı ve karnı genişletilir.

Deccal:

−Bana iman etmiyor musun? diye sorar.

O mü’min:

−Sen çok yalancı Mesih Deccal’sin, der. Deccal emreder, o mü’min başının ortasından iki ayağının arası ayrılana kadar testere ile kesilerek ayrılır. Sonra Deccal bu iki parça arasında yürür.

Sonra:

−Kalk, der. O mü’min dikilerek eski halini alır.

Sonra Deccal:

−Bana iman etmiyor musun? diye sorar.

O mü’min:

−Senin hakkında kanaatimi artırmaktan başka bir şey yapmadım, der.

Sonra:

−Ey insanlar! Deccal bunu benden başka hiç kimseye yapamayacaktır, der. Onu kesmek için Deccal tutar, boynu ile köprücük kemiği arası bakır bir levha haline gelir. Onu elleri ve ayaklarından tutar ve onu atar. İnsanlar onu ateşe attığını sanırlar, ancak cennete atılmıştır.”

(27) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Bu mü’min, âlemlerin Rabbi katında şahadeti en yüce olandır.”

Müslim 2938/113

Deccal’in Çıkacağını Gösteren İşaretler

(28) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Deccal’in çıkmasından önce üç şiddetli yıl olur. İnsanlar o yıllarda şiddetli kıtlığa maruz kalırlar. Sonra ilk yıl Allah semaya emreder, sema yağmurun üçte birini hapseder tutar. Yere emreder, yer nebatının üçte birini hapseder tutar. Sonra ikinci yıl Allah semaya emreder, yağmurunun üçte ikisini tutar. Yere emreder, nebatının üçte ikisini tutar. Sonra üçüncü yıl Allah semaya emreder, yağmurunun tamamını tutar, bir damla yağmur düşmez. Yere emreder, nebatının tamamını tutar, hiç yeşillik bitmez! Allah’ın dilediği hariç, çift tırnaklı (geviş getiren) helak olmayan hiç hayvan kalmaz!”

Denildi ki:

−O zaman insanlar ne ile yaşarlar?

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Tehlil, tekbir, tahmid onlar için yiyecek yerine geçer.”

Tehlil; ‘La ilahe illallah’ demektir.

Tekbir; ‘Allah-u Ekber’ demektir.

Tahmid; ‘Elhamdulillah’ demektir.

İbni Mace 4077

(29) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ahlas fitnesi, insanların birbirinden kaçması, malının ve ehlinin yağma edilmesidir. Sonra bolluk fitnesi olacak. Bu fitnenin dumanı benim Ehl-i Beyt’imden, benden olduğunu iddia eden bir adamın ayaklarının altına kadar varacak, hâlbuki o benden değildir! Gerçekte benim dostlarım muttakilerdir. Sonra insanlar, eğreti düzgün olmayan, nizamsız bir adamın başına toplanacaklar.

Sonra düheyma fitnesi olacak ki bu ümmetten dokunmadığı kimse kalmayacak! Fitne bitti denildiğinde devam edip yaygınlaşacak. O fitne içerisinde, kişi mü’min olarak sabahlayacak, akşama kâfir olarak çıkacaktır. Hatta insanlar iki ayrı gruba ayrılacaklardır. Biri nifaksız iman grubu diğeri imansız nifak grubudur. Böyle olduğu zaman, o gün yahut ertesi gün Deccal’i bekleyin.”

Ebu Davud 4242

(30) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Beytü’l-Makdis’in imar edilmesi Yesrib’in harap olmasına, Yesrib’in harap olması Rumlarla Müslümanlar arasında harp çıkmasına, harbin çıkması İstanbul’un fethine, İstanbul’un fethi Deccal’in çıkmasına işarettir.”

Yesrib; Medine’nin eski adıdır.

Ebu Davud 4294

Beytü’l-Makdis’in imarı, Allah’ın izniyle Yahudi işgalinden kurtulmasından sonra Müslümanların eliyle olacaktır. Mukaddes topraklar, o zaman hilafet yurdu olacaktır.

(31) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu şöyle bildiriyor:

“Ey Havale’nin oğlu! Mukaddes topraklara hilafetin indiğini görürsen; insanlara zelzeleler düşünce ve kederler, büyük hâdiseler benim şu ellerimin senin başına olan yakınlığından daha yakındır.”

Ebu Davud 2535

Deccal’in Biyografisi ve Yapacağı Şeyler

1) Deccal, Yahudi’dir!

2) Deccal, Kâfirdir!

3) Deccal, Kısırdır!

4) Deccal, İnsanı Öldürüp Diriltir!

5) Deccal, Çok Kuvvetlidir!

6) Deccal, Cüsse Bakımından İnsanların En Büyüğüdür!

7) Deccal, Çok Hızlıdır!

8) Deccal, Kalın Boyunludur!

9) Deccal’in Alnı Açıktır!

10) Deccal, Kırmızı Yüzlüdür!

11) Deccal, İri Yarı Biridir!

12) Deccal, Kısa Boyludur!

13) Deccal’in Bacakarının Arası Açıktır!

14) Deccal, Sevimsizdir!

15) Deccal, Gençtirv

16) Deccal, Çukur ve Tümsek Olmayan Bir Halde Silme Düzdür!

17) Deccal’in Saçı Oldukça Kıvırcıktır!

18) Deccal’in İki Gözü Arasında Kâfir Yazılıdır!

19) Deccal’in Gözü Cam Gibi Yeşildir!

20) Deccal’in Sağ Gözü Kör veya Şaşıdır!

21) Deccal’in Sol Gözü Sönük veya İçi Çıkartılmış Üzüm Tanesi Gibidir!

22) Deccal’in Ayakları Dengesiz ve Çarpıktır!

23) Deccal’in Yanında Akar İki Nehir Vardır!

24) Deccal, Gökyüzüne Emrettiğinde Yağmur Yağar!

25) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Sebze ve Meyve Çıkar!

26) Deccal, Toprağa Emrettiğinde Hazinelerini Çıkartır!

27) Deccal, Hayvanların Memelerindeki Sütünü Artırır!

28) Deccal, Sebzelerin ve Meyvelerin Bereketini Artırır!

29) Deccal’in Yanında Ekmekten ve Etten Dağlar Vardır!

...


EmoticonEmoticon