Melhame-i Kübra ve Guta Hakkında
Şam’dan Guta Hadisler
Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şerif’te buyuruyor ki
“Melhame-i Kübra ( Büyük savaş ) gününde Müslümanlar’ın fustatı ( komuta merkezi )
Şam şehrinde GUTA denilen yerdedir.O gün Müslümanlar’ın menzillerinin en hayırlısı orasıdır.”
Açıklama
Melâhım, Melhame kelimesinin çoğuludur. Melhame sözlükte “savaş yeri” veya “büyük olay” manalarına gelir.
En-Nihaye’de şöyle denilmektedir: “Melhame, savaş ve savaş yeridir. Bir kumaşın luhmesi ve sedâsi (argaç ve direzisi) nin birbirine girdiği gibi, savaşta insanlar birbirine karıştığı ve birbirine girdiği için böyle denilmiştir. Savaşta öldürülenlerin etinin çokluğundan dolayı, bu kelimeni et manasına gelen Iahm kelimesinden alınmış olduğunu söyleyenler de vardır.”
Milletlerin Islama Karşı (Savaşmak Üzere) Biribirlerini Davet Etmeleri
Sevban (r.a)Men rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuştur:
“Yakında milletler yemek yiyenlerin (başkalarını) çanaklarına (sofralarına) davet ettikleri gibi size karşı (savaşmak için) biribirlerini davet edecekler.”
Birisi“Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” dedi.Rasûlullah (s.a)
“Hayır, aksine siz o gün kalabalık fakat selin önündeki çörçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak sizin gönlünüze de vehn atacak” buyurdu. Yine bir adam:
Vehn nedir? ya Rasûlullah diye sorunca,
“Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir” buyurdu.
Açıklama
Hadisten anladığımıza göre, İslam düşmanları, müslümanları yok edip kuvvetlerini kırmak için birbirlerini birleşmeye davet edeceklerdir. Bu davet, sofrasına adam davet eden bir sofra sahibi rahatlığı içerisinde olacaktır.
Hz. Peygamber (s.a)’in bu haberi, Osmanlı devletinin, birleşen kâfirler tarafından yenilip parçalanması ve bu gün müslümanların zenginliklerinin çeşitli yollar ve siyonist çabalarla yağmalanması olayı ile ne kadar da uyuşmaktadır.
Hadisi şerifte, Rasûlullah müslümanların uğrayacakları güçsüzlüğü vehn kelimesi ile ifâde etmiştir. Vehn aslında sözlük olarak zayıflık manasınadır. Efendimiz vehn konusunda kendine sorulan soruya, zaafa sebep olacak şeyleri bildirmek suretiyle cevap vermiştir.
Tîbî bu meseleyi: ” Zaafın çeşidini Öğrenmek için sorulmuş bir sorudur. Yahut da soruyu soran şahıs, zayıflığın hangi cihetten geleceğini öğrenmek istemiştir.” sözleri ile izah etmektedir.
Fitnelerden (Savaşlardan) Sığınılacak Yer
Ebu’d – Derda (r.a)den, Rasûlullah (s.a)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Büyük savaş gününde müslümanların çadırı (kalesi) Şam’ın en hayırlı şehirlerinden olan Dimeşk adındaki şehir tarafındaki Guta da olacaktır.
Ebu Davud der ki: Bana İbn Vehb’den haber verildi, O dedi ki bana Cerir b. Hazim Ubeydullah b. Amr’den Ona Nafi İbn Ömer (r.a)’den; Rasûlullah (s.a) in şöyle buyurduğunu haber vermiş: “Yakında müsmmanlar (Dımeşk) şehrinde muhasara edilecekler. Öyle ki onların en uzak karakolu Selah olacak”
Zührî, “Selalı Hayber’e yakın bir yerdir” demiştir.
Açıklama
Tercemeye “çadır” diye geçtiğimiz kelime, sözlükte büyük çadır demektir. Burada müslümanların sığınacakları kale manasında kullanılmıştır.
Dımeşk: Günümüzde Suriye’nin başşehri olan Şam şehrinin adıdı. Bu ismin verilmesine sebep orasını Dımaşk b. Nemrûd b. Kenan’ın bina etmiş olmasıdır. Anılan şahıs Hz. İbrahim’e iman etmişti. Bu yüzden babası Nemrud, oğlunu bu şehre gönderdi.
Guta: Şam havalisinde suyu bol ve ağaçlıklı bir yerdir. Hadisi şerifte Dımeşk şehri için “Şam’ın en hayırlı şehirlerinden olan” denilmektedir. Alkamî bu ifadeleri gözonüne alarak, Dımeşk’ın fazileti konusunda şunları söylemektedir:
“Bu hadis Dımeşk’in ve ahir zamanda orada oturanların faziletine ve orasının fitnelerden sığınılacak bir kale olduğuna delalet etmektedir. Oraya Rasülullah’ı gören on bin şahabının girmiş olması orasının faziletlerin-dendir.
Nitekim Peygamber efendimiz de peygamber olmadan önce ve peygamber olduktan sonra Tebûk seferinde ve İsra gecesinde oraya girmiştir.”
Hadiste büyük savaş çıktığında müslümanların Dımeşk yakınlarındaki Guta denilen yere sığınacakları ve en uzaktaki karakollarının Selalı olacağını bildirmektedir. Selah, Hayber yakınlarında bir yerin adıdır. Müs lümanların en uzak karakollarının Hayber yakınında bir yer oluşu ne kadar çok sıkıştırılacaklarına delil kabul edilmektedir.
HADİSLERDE MELHAME-İ KÜBRA / Şeyh Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi
Şeyh Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin “Kıyamet Alametleri” adlı eserinden alınan hadis-i şerifler:
Hz.Peygamber buyurdu ki
64/14. İki azatlı, Arab azatlısı ve Rum azatlısı Melik olduklarında, onların elleri ile melhameler doğar. “Hz. İbn-i Amr RA”
66/7. Melhameler vuku bulduğunda Allah-u Teàlâ Şam cihetinden, Mevali kabilesinden bir grubu gönderir ki onlar Arap’ın en iyi ata binenleri ve silahlı olanlarıdır. Allah onların sebebi ile bu dini kuvvetlendirir. “Hz. Ebû Hüreyre RA”
351/8. İnsanlar için üç temerküz noktası vardır. Antakya Amik’inde olan Melhame-i Kübrâ’da toplanma merkezi Şam olur. Deccal vak’asında merkezleri Kudüs; Ye’cüc ve Me’cüc hadisesinde Tur-i Sinâ… “Hz. Hüseyin RA”
393/10. Müslümanların melhamede merkezleri Şam, Deccalde merkezleri Kudüs ve Ye’cüc Me’cüc vak’asında merkezleri Tur-u Sinâ’dır. “Hz. Ebû Zahiriyye RA”
319/11. Beytül-Makdis’in mâmur olmasını Medine’nin harab olması takip eder. Onu da Melhamenin çıkışı ve onu da Kostantiniyye’nin fethi takip eder. Onu ise Deccal’in çıkması takip eder. “Hz. Muaz RA”
236/18. Melhame-i Kübra, Kostantıniyye’nin fethi ve Deccal’in çıkması 7 ay (sene) içinde olur. “Hz. Muaz RA”
246/4. Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye’nin fethi arasında altı sene vardır. Yedinci de Mesih Deccal çıkar. “Hz. Abdullah ibn-i Buğra RA”
354/13. Allah bu ümmete Deccal ile Melhamenin kılıcını birden vermez. “Hz. Muaz RA”
298/4. Size dünya fetholunacak. Eğer bir menzilde muhayyer kılınırsanız Şam denilen şehre bakın. Zira orası melhamelerde müslümanların toplandığı yerdir. Onun karargâhı da “Guta” denilen yer olacaktır.
322/10. Melhame-i Kübra gününde müslümanların merkezi Şam şehrinde Guta denilen yerdedir. O gün müslümanların menzillerinin en hayırlısı orasıdır. “Hz. Ebüd-Derdâ RA”
74/3. Kıyametin önü sıra altı şeyi say: Benim ölümüm, koyun kıran gibi ölüm çokluğu, Kudüs’ün fethi, mal bolluğu; öyle ki, bir kişiye yüz dinar (altın para) verilir de beğenmez.
Arap evlerinden girmedik hiç bir evin kalmadığı bir fitne, Benî Esfer’in (Rumlar’ın) sizinle olan sulhunun bozulması ve 12 000 kişilik 80 sancakla size hücüm etmesi. “Hz. Avf ibn-i Mâlik RA”
296/7. Altı şey kıyamet alâmetlerindendir: Benim ölümüm, Kudüs’ün fethi, bir adama bin dinar (altın para) verildiği halde azımsaması, her müslümanın evinde ateşi duyulan fitne, koyun boynuzu kıvrımları gibi insanlar arasında ölüm çokluğu, Rum’un gadri (müslümanlara ihaneti), şöyle ki: Her biri 12 000 kişilik 80 sancakla müslümanların üzerine yürümeleri. “Hz. Muaz RA
296/8. Ey ümmet! Altı şey vardır ki onlar olmadan kıyamet kopmaz: Peygamberinizin vefatı, aranızda malın artması. Öyle ki, bir adama on bin dirhem (gümüş para) verilecek de yine öfkelenecek. Sizden her erkeğin evine giren bir fitne…
Koyun boynuzu kıvrımları gibi ölüm çokluğu. Benî Esfer’le (Rumlar’la) aranızdaki sulh. Öyle ki, kadının hamileliği süresi gibi, dokuz ay toplanırlar, sonra size gadirlik (ihanet ederler) yaparlar. Medine’nin fethi.
Denildi ki: “–Hangi medine?..”
Buyurdu ki: “–Kostantıniyye.(İstanbul)”
258/3. Sizinle Benî Esfer (Rumlar) arasında sulh olur. Sonra onlar muahedeyi bozarlar(ihanet ederler) ve onikibin kişilik seksen fırkalık bir kuvvetle üzerinize yürürler. (Amik Ovası harbi) “Hz. Avf ibn-i Mâlik RA”
298/1. Yakında siz Rumlar’la emin bir sulh yapacaksınız. Sonra siz gaza edeceksiniz. Onlar da gerinizde sizin gaza ettiğinize düşman olacaklar.
O harpten muzaffer çıkacak ve ganimet alacaksınız. Sonra yeşil bir ovaya konacaksınız. Orada bir Rum neferi salibini kaldıracak ve diyecek ki: “Haç galip geldi.” Ona müslümanlardan biri karşı koyup, kendisini öldürecek.
Bunun üzerine Rumlar muahedeyi bozacak ve gadredecek. Büyük muharebeler olacak. Sizin için toplanacaklar ve seksen sancak halinde üstünüze gelecekler. Her bir sancak altında onbin (on iki bin) kişi olarak. “Hz. Zu Mihmer RA”
299/8. Yakında, sizinle Rumlar arasında dört sulh anlaşması olur. Dördüncü Âl-i Harun’dan biri ile gerçekleşir. Ve bu yedi sene devam eder.
Denildi ki: “–Yâ Rasûlallah, o gün insanların imamı kimdir?”
Buyurdu ki: “–İmam, benim evlâdımdan kırk yaşında, yüzü parlar bir yıldız gibi olan, sağ yanağında siyah bir beni bulunan ve üzerinde iki kutvânî aba olan, bir kimsedir. Tavrı Benî İsrâil ulemasına benzer. Yirmi sene hüküm sürer. Arzdaki hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini fetheder.” “Hz. Ebû Umame RA”