Hz.Mehdi Son Alameti Nefsi Zekiye’nin Öldürülmesi
“Kaim’in kıyamından önce beş alamet belirecek:
1. Yemani’nin ortaya çıkması
2. Süfyani’nin ortaya çıkması
3. Semavi feryat
4. Biyda bölgesinde vuku bulacak Hasif ( doğal afetler) olayı
5. Nefsi Zekiye’nin öldürülmesi.”[532]
İmam Ali (a.s.) ahir zaman alametleri hakkında konuşurken şöyle dedi: “…ve sonra Araplar ayaklanacaktır… VE BASRA’DAN SIYAH BAYRAKLARLA bir adam AYAKLANACAKTIR ve kendi genç taraftarlarıyla Şam’a doğru hareket edecektir” (Alamet Ahir el Zaman, s. 274, Seyid Ali Aşur)
Sevban nakletmiştir, Resulullah (saa) şöyle buyurdu: “Siyah Bayraklar DOĞUdan GELİR, onların kalpleri demir gibidir. Onları duyarsan, buz üstünde sürünerek bile olsa onların yanına git ve onlara biat et.” – Biharul Envar c.51 s.84, Gayetul Meram c.7 s.104
İmam Bakır (as) şöyle buyurmuştur: “Doğudan HURUÇ EDEN bir kavmi görür gibiyim. Onlar hakkı isteyecekler fakat onlara verilmeyecek, sonra onlar yine hakkı isteyecekler fakat onlara verilmeyecek. Böylece onların kılıçlarını sırtlarına koyduklarını gördüklerinde, onlara istedikleri şey verilecek fakat onlar kıyam edene kadar onu kabul etmeyecekler. Onlar onu yalnızca SAHİBİNİZE VERECEKTİR, onların öldürülenleri şehittir. Muhakkak ki bunun ashabını görseydim, kendimi bu emrin sahibi için korurdum.” – Gaybet-i Numani s.281
Resulullah (saa) şöyle buyurmuştur: “Eğer Siyah Bayrakların HORASAN’dan ortaya çıktığını gördüyseniz, buz üstünde sürünerek bile olsa onlara gidin. Zira onların arasında Allah’ın Halifesi Mehdi vardır.” (başka bir rivayette de “Mehdi’nin Halifesi” diye geçer) – Seyid İbni Tavus Hasani, El-Fiten ve’l Melahim sayfa 52
Selman-ı Farisi nakleder, bir ara Emirel Müminin (aleyhisselam)’ın yanına geldim ve Ona (aleyhisselam) şöyle dedim: “Ey Emirel Müminin, senin oğullarından olan Kaim’in vakti ne zamandır?” O (aleyhisselam) derin bir nefes çekip şöyle buyurdu: “Kaim, çocukların meseleleri olmadıkça ve Rahman’ın hakları zarar görmedikçe zuhur etmeyecek. Kuran şarkı söylemek için kullanılacak. Beni Abbas’ın kralları öldürülse, körlük ve şaşkınlıkta en öndekiler müfsitlerin yüzlerinin önünü hedef alan insanlar olacak. BASRA YIKILACAK VE ORADA HÜSEYIN (ALEYHISSELAM)’IN OĞULLARINDAN OLAN KAIM KIYAM EDECEK.” Ali bin Yusuf Hilli, el-Aded’ul-Kaviyye fi Def’il-Mahavif’il-Yevmiyye s.75-76
Müminlerin Emiri a.s: “Yeryüzünün doğusundan, ÜZERİNDE İŞARET OLMAYAN bayraklar yanaşacak! Bu bayrak ne pamuktan, ne ketenden ne de ipektendir. Mızrağın başında, Büyük Seyid (Hz Muhammed saas) mühürlüdür. Ali Muhammed a.s’dan olan bir adam bu bayrağı kaldıracak.
Emirel Müminin (aleyhisselam) buyurdu: “Mehdi, Ekbel’dir (çukur gözlü), saçları dağınıktır, yanağında bir ben vardır, ONUN BAŞLANGICI DOĞU’DAN OLACAKTIR. Bu olduğunda, Süfyani huruç edecektir ve bir kadının hamileliği kadar hüküm sürecektir.”
Kaynak: Gaybet-i Numani s.316
NEFSİ ZEKİYE’NİN KIYAMI
Nefsi Zekiye, Hz. Muhammed (s.a.v.s.)in Ehl-i Beyt’ine mensup Haşimi oğullarından bir gencin lakabıdır. Hasan oğlu Muhammed adını taşıyan bu zat Hz. Hüseyin bin Ali (as.)nin evlatlarındandır.
Nefsi Zekiye, Süfyani hareketinin başlangıcında İmam-ı Zaman (as.)ın emri üzerine hücceti tamamlamak üzere Mekke'ye hareket eder ve oradan da Medine’ye geçer. İmam-ı Zaman Hazretlerine karşı savaşmak amacıyla Süfyani’nin ikinci ordusu Medine’ye doğru hareket ettiğinde ise Nefsi Zekiye Mekke'ye doğru yönelir ve orada insanları hakka davet eder. Nefsi Zekiye oradan insanlara şöyle seslenir: Ey Mekke halkı ben, Veliyi Asr (as.) dan sizlere gönderilmiş bulunuyorum ve O Hazret size şu mesajı getirmemi istedi:
“Biz Nübüvvet Ehl-i Beyti ve Risalet ve hilafet madeniyiz. Peygamber’in itreti ve peygamberlerin sülalesindeniz. Biz mazlum olduk, zulme uğratıldık. Resulullah Efendimizin irtihal ettiği günden itibaren hakkımızı gasbettiler ve bu hakkımız o zamandan bugüne kadar gaasıpların elindedir. Sizin yardımınızı bekliyoruz, bizim yardımımıza koşunuz.” [533]
Nefsi Zekiye, İmam Hazretlerinin bu mesajını ilettikten sonra düşmanlar tarafından tutuklanarak Rükn-u Yemani ve İbrahim (as.)ın makamı arasında başı kesilecek.
Nefsi Zekiye’nin Zilhicce ayının 25’ inde hiçbir suçu yokken Beytullah’ul Haram’da Rükn ile makam arasında mazlumane bir şekilde başını kesecekleri rivayet edilmiştir. Bu korkunç cinayetin ardından mu’minlerden bazıları Hz. Mehdi (as.)ı aramaya koyulur ve İmam Hazretlerine bîatte bulunurlar. Rivayetlerde, Nefsi Zekiye’nin şehid edilişi ile İmam-ı Zaman (as.)ın muhteşem, cihanşümul kıyamı arasında 15 gün fasılanın bulunduğu ve İmam Hazretlerinin kıyamının Muharrem ayının 10 unda vuku bulacağı ve bunun üzerine Hz. Cebrail’in sesi bir kez daha çınlamaya başlayacağı ve insanları İmam-ı Zaman’la ahitleşmeye davet edeceği belirtilmiştir.[534]
Yüce İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.s.) bu konuda şöyle buyurmaktalar:
“Nefsi Zekiye öldürülmedikçe Mehdi zuhur etmeyecek. Nefsi Zekiye öldürüldüğünde ise gök ve yer halkı onlara karşı gazaba gelecekler ve bunun ardından Mehdi zuhur edecek ve halk O’nun çevresinde bir araya gelecektir. Aynen insanların düğün gecesi gelinin çevresinde toplandıkları gibi.” [535]
İmam-ı Zaman (as.) Hazretleri Şeyh Müfit’e gönderdikleri mukaddes bir mektupta bu konuda şöyle buyurmaktalar:
“Bu fitne ve kargaşa olayında bizim hareket ve kıyamımızdan bir belirti ve alamet bulunmakta. Bu alamet Allah’ın emin hareminde münafık biri tarafından meydana getirilecek olaydır. Haram kanı akıtacak, Mu’minlere karşı hilede bulunacaktır ama asıl amacına ulaşamayacaktır. Zira onlar bizim dualarımızla desteklenmekte ve asla Allah katından yüz çevirmeyecekler. Dostlarımızın kalpleri O’nunla huzur bulmaktadır. Gerçi çok çetin ve üzücü olaylar vuku bulacak ama işin sonu Allah Teala c.c.nın yardımıyla hayır ve iyilikle sonuçlanacak ve bu durum, Mu’minler büsbütün günahlardan arınıncaya kadar devam edecektir.” [536]
“Muhammed (s.a.v.s.) hanedanından bir genç kaçınılmaz olarak Yemani ile Rükn arasında öldürülmelidir.” [537]
İmam sadık (as.) Hazretleri de bir hadiste şöyle buyuruyorlar:
“Bizimle Arap arasında baş kesilmek kadar bir mesafe kalmıştır.” [538]
“Nefsi Zekiyenin öldürülmesi kesin alametlerdendir.” [539]
“Kaim’le nefsi Zekiye’nin öldürülmesi arasında 15 günlük bir mesafe bulunmakta.” [540]
Nefsi Zekiye’nin şehadetinden sonra Allah Teala c.c. nın emri üzerine insanlığın kurtarıcısı Hz. Mehdi (as.)ın mübarek ve kutlu zuhurları tahakkuk bulacak ve O kurtarıcının çağrısı Cebrail’in de yardımıyla tüm insanlara duyurulacaktır. İnşallah
SEMAVİ NİDA (ÇAĞRI)
Hz. Cebrail (as.)ın ulvi mukaddes feryadı zuhurun alametlerinden biri olarak bilinmekte olup küçük kıyamet eşiğinde tahakkuk bulacaktır. O zaman Cebrail Allah Teala c.c. nın emri üzerine yerle gök arasında tüm dünyaya seslenerek bütün dünya halkının işiteceği şekilde şöyle buyuracaktır:
“Ey insanlar biliniz ki sizin emir ve hükümranınız Muhammed (s.a.v.s.) ın Ehl-i Beyt’inden olan Mehdi’dir ve hak Ali ve O’nun Şiileriyledir.”
Bu hususta bir rivayette de şöyle buyrulmakta:
“O gün Cebrail Beytul Mukaddes’de bir taşın üzerine çıkarak dünya halkına hitaben şöyle seslenecek: “De ki; Hakk geldi ve batıl zail oldu. Doğrusu batıl yok olucu, aradan gidicidir.”[541]
“Mehdi’nin kıyamı esnasında semavi nidacı şöyle feryat edecek: Ey insanlar! Allah Teala c.c. artık zalimlere, münafıklara ve onların izindekilere tanıdığı fırsatı kesti ve Muhammed (s.a.v.s.)in en iyi ümmetini sizin için rehberliğe seçti. Kendinizi Mekke’de O’na ulaştırınız ki O Mehdi’dir.” [542]
Yüce İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.s.) de bir hadisi şerifte şöyle buyuruyorlar:
“Ramazan ayında bir ses işitilecek, Şevval ayında savaş ateşi alevlenecek, kavimler Zilhicce ayında savaşa gireceklerdir. Bunun belirtisi ise o yıl hacıların talan edilmesi ve Mina’da büyük bir facianın vuku bulması, sayısız insanların ölmesi ve kanlarının akarak cemerata dökülmesidir.” [543]
Emir’ul Mu’minin Ali (as.) bu konuda şöyle buyurmakta:
“Duymadınız mı Allah Teala c.c. şöyle buyurmuştur: Dilersek sizin için gökten bir alamet, belirti göndeririz ve bu alamet, perde arkasında gizlenen kızı dahi dehşete düşürerek gizlendiği perdenin arkasından dışarı çıkmasına, uykudakinin uyanmasına ve uyanığın dehşete kapılmasına sebep olacaktır.”[544]
Hz. Ali (as.) bir rivayette de İmam-ı Zaman Hazretlerinin zuhurunun alametlerini sayarak şöyle buyurmakta:
“Üç alameti gördüğünüzde Mehdi’nin zuhurunu bekleyiniz:
1. Şamlılar arasındaki ihtilaf
2. Horasan’dan yola çıkacak olan siyah bayraklar
3. Ramazan ayında gökten yükselecek olan çağrı, feryat
İmam Zeynel Abidin (as.) bu konuda şöyle buyuruyorlar:
“Allah’a andolsun ki bu konu Allah’ın kitabında açık bir şekilde beyan edilmiştir. Buyuruluyor ki: “Çağırıcının yakın bir yerden çağrıda bulunacağı güne kulak ver. O gün, O çığlığı bir gerçek ( hak) olarak işitirler. İşte bu, çıkış, zuhur günüdür.[545] İşte O gün yeryüzünde tüm insanlar bu semavi nida ve çağrı karşısında teslim olacaktır. İman edenleri Allah Teala c.c. imanları üzerinde daha muhkem ve sağlam kılacak, akide ve inançlarını sarsılmazlaştıracaktır. Bu ilk semavi çağrı olacak. Yüreklerinde hastalık ve dert olan kimseler ikinci çağrıda kuşku ve şüpheye kapılacaklardır.”[546]
“Semavi nida Allah’ın ayı olan Ramazan ayında vuku bulacak. O ses, insanları Hakka doğru davet eden Cebrail’in sesidir.” [547]
“Ramazan ayında sabah saatlerinde doğu tarafından yükselecek olan ses şöyle diyecek: Ey hidayete ermişler bir araya toplanın. Güneşin batışından sonra başka bir ses yükselecek ve ey batıl ahalisi toplanın diye hitap edecek.” [548]
Bu iki hadisle ilgili olarak şunu belirtmeliyiz ki bir günde insanlar iki ayrı ve farklı çağrıyla karşı karşıya kalacaklar bunlardan biri günün ışığında tüm insanlara iletilecek olup haktır ve bütün insanlar O’na lebbeyk diyerek O’na doğru koşmalı ve kendilerini doğru yola kavuşturduğu için sürekli Allah’a karşı secde ve ibadette bulunmalıdırlar. İkinci çağrı ise akşam karanlığında gerçekleştiği gibi insanları karanlık ve zulumata davet edecek olan Şeytanın çağrısıdır ve insanlar kendilerini Şeytanın tuzağına düşmekten korumalı bu hususta Allah’a sığınmalıdırlar ama ne yazık ki insanlardan bir çoğu bunun farkına varmayacak ve bu cehennemlik çağrıya olumlu cevap vererek Şeytan’ın izinden gideceklerdir.
İmam Muhammed Bakır (as.) şöyle buyuruyorlar:
“Sabahın ilk saatlerinde gökten gelecek bir çağrıda şöyle denilecek: Ey insanlar! Biliniz ki Hak Ali ve evlatlarıyladır. Ve aynı günün akşam saatlerinde Şeytan insanlara çağrıda bulunarak hakkın filancayla[549] olduğunu bildirecek. İşte batıl ehli burada kuşku ve şüpheye duçar olacaklardır.”[550]
“Nidacı hakkın Muhammed (s.a.v.s.) Ehl-i Beyt’ine ait olduğu sesini göklerde yükselttiği zaman Mehdi adı tüm dillere düşecek ve muhabbet ve sevgisi tüm yüreklerde yer edinecektir. Artık sadece O’nun ad ve yadı zikredilecek.” [551]
İmam Muhammed Bakır (as.) semavi çağrı hakkında şöyle buyurmakta:
“Semavi çağrı Ramazan ayının 23 ünde Cuma gecesi vuku bulacak. O çağrı hakkında kesinlikle kuşkuya kapılmayın, işitiniz ve itaatte bulununuz ve aynı günün sonunda lanetli İblisin sesi yükselecek ve filancanın mazlumca öldürüldüğünü iddia edecek. Bunun üzerine bazılarının yüreklerine kuşku düşürecek ve büyük bir kitleyi bu kuşkularla ateşe sürükleyecektir. Cebrail’in çağrısının başlıca alameti Kaim ve babası (as.)ın adlarıyla seslenmesidir. Perde arkasında saklı olan kızlar dahi o sesi işitmekle sevinecek, baba ve kardeşlerini kıyam etmeye teşvik edeceklerdir.” [552]
“Semavi nidanın işitileceği yıl ondan önce Recep ayında bir alamet belirecek. O alametin ne olduğu sorulduğunda İmam Hazretleri şöyle buyurdular: Ayın yuvarlağında bir çehre görülecek ve gökte bir el ve avuç belirerek O’na doğru işarette bulunacak ve ardından gökte bir ses, çağrı yükselecek ve tüm dünya halkı oldukları yerde kendi dillerinde o çağrıyı duyacaklardır.” [553]
“Şiddetli bir anlaşmazlık ve ihtilaf baş gösterecek ve bu durum gökte bir elin belirmesine ve insanların efendisinin filan olduğunu söylemesine kadar devam edecek.” [554]
Rivayette belirtildiği üzere böyle bir ortamda inkârcılar dehşete kapılacak ve hiyanet ve cinayette bulunmalarına artık son verilecektir. Öyle ki hiçbir tepki gösterme takatini kendilerinde bulamayacaklar. Nitekim bu konuda şöyle buyrulmakta:
“Semavi çağrıyı işittiklerinde kafasına konan kuş gibi kuruyacaklar. Bu semavi haykırış karşısında bütün düşmanların boynu eğik olacak, bir konu hakkında kuşkulu ve şüphe içinde olsalar bile bu semavi çağrı hakkında kesinlikle kuşkuya kapılmayacaklar. Bu çağrıda O mutahhar, pâk insanlar kendi adları, babaları ve cedlerinin adlarıyla çağrılacaklar.” [555]
Rivayetlerde belirtildiği üzere bu çağrı mübarek Ramazan ayının 23 ünde Cuma günü vuku bulacak ve bu konuda Müslümanlara, o sesi duydukları zaman müteakibindeki zarar ve ziyanları önlemek için kulaklarını tıkamaları ve sesi işittikten sonra Allah Teala’ya şükretmeleri tavsiye olunmuştur.
“Söz konusu Cuma günü sabah namazını kıldığınız zaman kendi evlerinize giderek kapı ve pencereleri kapayın, üzerinize bir şey örtünüz ve kulaklarınızı tıkayınız ve semavi çağrıyı duyduğunuz zaman ise secdeye kapılarak şöyle deyiniz: Suphane Rabbuna el-Kuddusu Bu belirtilenleri yapanlar kurtulurlar ve ona karşı koyanlar helak olurlar.”[556]
“Bütün canlılar O semavi çağrıyı işitecekler ve bütün uykuda olanlar uyanacaklar, tüm ayaktakiler oturacaklar ve bu sesi işittiklerinde dehşete kapılacaklar. O ses Cebraili eminin sesidir. Bu sesi işitip de olumlu cevap verene ve Lebbeyk diyene Allah rahmet etsin.” [557]
“Bu iki haykırış kaçınılmaz olarak Kaim (as.)ın kıyamından önce tahakkuk bulacak. Bunlardan biri gökten gelecek ve o Cebrail-i emin’in sesidir ve öteki ise yerden yükselecek ve lanetli Şeytanın sesidir.” [558]
İmam Sadık (as.) Hazretleri de şöyle buyurmakta:
“Güneşin batmasına az bir süre kala, güneşin battığı istikametten bir ses yükselecek ve şöyle diyecek: Ey insanlar! Sizin sahibiniz Filistin bölgesinde susuz ve kurak bir bölgede zuhur etmiştir ve o, Osman bin Anbese[559]’dir. O’na bîatte bulununuz ve hidayete eriniz. O’na karşı muhalefet etmeyiniz.”[560]
İmam Sadık (as.) dan, bu nida ve çağrı karşısında kimlerin iman getirip, kimlerin iman getirmeyeceklerini ve o duyacakları semavi çağrının hak olup olmadığını nasıl anlayacaklarını sorduklarında İmam Hazretleri şöyle buyurdular:
“Daha önce O’na iman edenler halen bu imanları üzerinde sadık kalacaklar. Semavi çağrıyı duydukları zaman ise o çağrının hak olduğunu idrak ederek onu doğrulayacaklardır.”[561]
İmam Hazretleri daha sonra şu ayeti tilavet buyurdular:
“De ki sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mıdır? De ki: Hakka ulaştıracak Allah’tır. Öyleyse Hakka ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?” [562]
İmam Sadık (as.) bu konuda da şöyle buyurmaktalar:
“Cebrail’in nidası gökten, Şeytanın çağrısı ise yerden duyulacak. Siz ilk işitilecek olan sese itaatte bulununuz. Kesinlikle ikinci sese doğru yönelmeyesiniz. Gökten yükselecek olan ses haktır. Andolsun Allah’a ki her bir kavim kendi dilinde o sesi işitecekler.”
İmam Rıza (as.) da bu konuda şöyle buyurmuşlardır:
“Gökten gelecek çağrı ve nidayı bütün yeryüzündekiler işitecek. Bu ses insanları Kaim (as.) a doğru davet ederek şöyle diyecek: Uyanık olunuz ki Allah’ın yeryüzündeki Hücceti Beytullah-ıl Haram’ın yanında zuhur etmiştir. O’na itaatte bulununuz. Zira hak O’nunladır ve O’na münhasırdır.” [563]
O gün Hz. Mehdi (as.)ın insanlara ilk hitabının şu ayeti kerime olacağı rivayet edilmiştir:
“Eğer Mu’minlerseniz, Allah’ın bıraktığı, Bakiyyetullah sizin için daha hayırlıdır.” [564]
Alıntı: http://kitab.nur-az.com/tr/lib/view/520/15/62514/Hz-%C4%B0SA-AS-IN-R%C4%B0C-ATI/#_ftn542
Teşekkürler
YanıtlaSil